NATO’nun Dönüşüm Karnesi
Prag Gündemi
- Turkish
- Bulgarian
- Czech
- Danish
- German
- Greek
- English
- Spanish
- Estonian
- French
- Hungarian
- Icelandic
- Italian
- Lithuanian
- Latvian
- Dutch
- Polish
- Romanian
- Russian
- Slovenian
- Ukrainian
Robert Bell, NATO’nun Prag, Norfolk, ve Münih dönüşüm gündemlerinin nasıl uygulandığını değerlendiriyor.
Dönüşümü bir şeyi ele alıp onudönüştürülmüş hale getirmek olarak düşünmüyorum. Bence dönüşüm 21.yüzyılda dünyanın bizi zorladığı bir süreç, ve teknolojiler veplatformlardan ziyade bir kültür ve tutum meselesi.
ABD Savunma Bakanı Donald H. Rumsfeld
Ronald Reagan’ın başkanlığı sırasında Dışişleri Bakanı olan GeorgeSchultz bir keresinde, “diplomasi bahçenizdeki yabani otlarıayıklamaya benzer,” demişti; “her ikisinde de işiniz hiç bitmez.”Aynı şey dönüşüm için de söylenebilir. Savunma Bakanı Donald H.Rumsfeld’in geçenlerde ifade ettiği gibi, dönüşüm bir sonuçtanziyade bir süreçtir— yeni talepler, yeni sorunlar ve yeni güvenlikkavramlarının her zaman daha çok değişim, daha çok adaptasyongerektirdiği bir süreç.
“Dönüşüm” sözcüğü son yılların modası olmakla beraber, NATO bundandaha on beş yıl kadar önce Sovyetler Birliği’nin çöküşüyle birliktedönüşüm zorunluluğu ile yüz yüze kalmıştı. O zamandan beri İttifakzaman zaman eğer kendisini “uyarlayamazsa,” “evrim geçiremezse,”veya “reform yapamazsa,” hem önemini hem de yaşayabilirliğinikaybedeceği şeklindeki uyarılara cevap vermek zorunda kaldı. On yılkadar önce NATO, ya “kendi bölgesinin dışına çıkmak” ya da “tasfiyeolmak” ikilemiyle uğraşıyordu. 1990’ların sonuna doğru İttifak’ınNATO topraklarına bir saldırıda bulunmamış olan bir devlete(dağılmakta olan Yugoslavya) karşı savaş açmasının gerekli olduğukonusunda nihayet fikir birliğine ulaşmasını sağlayan politiksüreçler, İttifak’ın Soğuk Savaş sonrasındaki ilk “dönüşüm”başarısı olarak adlandırılabilir.
Bugün artık tek bir “NATO dönüşüm gündemi” yok. Dahaziyade, her biri ayrı zamanlarda farklı sebeplerle başlatılmışolan, ama bugün artık birbiriyle örtüşen ve birbiriyle bağlantılıüç gündemi olduğu söylenebilir. Bunlar 2002 yılında eski GenelSekreter Lord George Robertson tarafından “Kosova ve 11 Eylüldersleri” karşısında başlatılan ve yetenekler, misyonlar, veyapılar üzerindeki değişikliklere odaklanan Prag Gündemi; 2005yılında bugünkü Genel Sekreter Jaap de Hoop Scheffer tarafından“Afganistan dersleri”ne karşılık başlatılan ve savunmaplanlama, kuvvet oluşturma, ve ortak finansman üzerindeodaklanan Norfolk Gündemi; ve 2005 yılında Almanya BaşbakanıGerhard Schröder tarafından “Irak Krizi dersleri” dolayısıylabaşlatılan ve NATO’nun gerçek bir transatlantik stratejikdanışma ve karar alma mekanı olarak oynadığı roldekideğişiklikler üzerinde odaklanan Münih Gündemi.
Prag Gündemi
1999 yılında Kosova’daki etnik temizliği durdurmak için girişilen78 günlük hava kampanyası, ABD ile Müttefiklerin askeri yetenekleriarasındaki kritik “fay hattı”nı gözler önüne serdi. Bugün sayılarherkes tarafından biliniyor: hassas güdümlü mühimmatın yüzde 90’ıAmerikan avcı ve bombardıman uçakları tarafından kullanıldı;Müttefiklerin sadece birkaç tanesi havada güvenli iletişimi bilegüçlükle yürütebildi, ve NATO uçakları açık kanallardan haberleşmekzorunda kaldı. Ayrıca NATO’nun “karıştırma” yeteneğinin yüzde100’ünü, havadan karaya gözetleme yeteneğinin yüzde 90’ını, vehavada yakıt ikmal tankerlerinin yüzde 80’ini ABD sağladı. Bu büyük“fark” karşısında telaşa kapılan Lord Robertson, NATO’nun üçönceliğinin “yetenekler, yetenekler, yetenekler” olması gerektiğinitekrarlamaya başladı.
Ancak Kosova’da alınan dersler daha henüz özümsenirken NATO’nunstratejik ortamı 11 Eylül olaylarıyla sarsıldı. İttifak hızladavranarak tarihinde ilk defa olarak 5. maddeyi yürürlüğe soktu vedaha sonra da AWACS uçaklarını ABD şehirlerinin semalarında devriyegörevine göndererek toplu savunma kavramına karşı duyduğu saygıyıgösterdi. Müttefik Dışişleri Bakanları Mayıs 2002’de Rejkavik’teyaptıkları toplantıda İttifak’ın güvenliğine yönelik tehditlerlemücadele etmek için nereye gerekirse gitmekte kararlı olduğunuresmen teyit ettiler. 2002 yılı boyunca NATO karargah personeliörgüt içinde geniş kapsamlı değişiklikler ve yeteneklerinarttırılması ile ilgili planlar üzerinde titizlikle çalıştı; buplanlar aynı yıl Kasım ayında yapılan Prag Zirvesi’nde İttifakliderleri tarafından onaylandı. Bunlar arasında NATO MukabeleGücü’nün oluşturulması, stratejik komutanlıkların yenidendüzenlenmesi, ve Prag Yetenek Taahhütleri modernizasyonprogramlarının onaylanması da vardı. Son olarak da İttifak yediülkeyi NATO’ya katılmaya davet etti ve buna bağlı olarak Karargahyapısında gerçekleştirilecek reformları ve Kuzey AtlantikKonseyi’nin “26 üye” ile pürüzsüz biçimde işleyebilmesi içingereken prosedürleri onayladı.
Geçen iki buçuk yıl içinde bazı programlar geri kalmış olsa daPrag Gündemi’nin uygulanması genelde olumlu oldu. İlk olarak KuzeyAtlantik Konseyi “26 üye” ile de çalışabileceğini kanıtladı. ÇekCumhuriyeti’nin NATO nezdindeki Büyükelçisi Karel Kovanda’nın Ekim2003’te Almanya’daki Marshall Merkezinde yaptığı bir konuşmadaifade ettiği gibi, “eğer belli bir çıkarları olan dört-beş Müttefikaralarında fikir birliği sağlarlarsa,” toplam Müttefik sayısı 19 daolsa, 26 da olsa, genel fikir birliği “garanti edilmiş” demektir.İkinci olarak, NATO’nun tehdit nereye gerektirirse orada “yenigörevler” üstlenmekteki kararlılığı hala İttifak tarafındanbenimsenmeye ve hatta genişletilmeye devam ediyor. İstanbulZirvesi’nde Afganistan’daki Uluslararası Güvenlik Yardım Gücü’nün(ISAF) genişletilmesine karar verilmesi ve bir süre önce Brüksel’deyapılan bir toplantıda 26 Müttefik ülkenin hepsinin Irak EğitimMisyonu’na katkıda bulunma konusunda anlaşmaya varması da bunugösteriyor. Üçüncü olarak, NATO’nun yeni Müttefik DönüşümKomutanlığı’nı kurmakta ve NATO Mukabele Gücü’nün daha çabuktahsise hazır edilmesindeki başarısı, NATO Askeri Makamlarınınliderlikteki başarılarını yansıtıyor.
Stratejik deniz ve hava ikmal, havada yakıt ikmali, ve İttifakKara Gözetleme programı gibi yeni yetenekler konusunda ise birmiktar ilerleme kaydedilmişse de, durum pek net veya olumlu değil.Norveç öncülüğünde yürütülen deniz ikmal girişiminde bir hayliilerleme oldu, Danimarka ve Birleşik Krallık gemileri diğerülkelerin kullanımına hazır. İstanbul’da Savunma BakanlarıAlmanya’nın başkanlığındaki stratejik hava ikmal projesinin buyılın sonuna kadar operasyonlarda çok büyük ebattaki kargoyutaşıyabilecek kapasiteye ulaşmasını talep ettiler. Bu proje çağrıüzerine çalışacak ve kargoyu en fazla altı Antonov An-124-100nakliye uçağı kullanarak taşıyacak. NATO havada yakıt ikmaliçalışma grubu İspanya’nın başkanlığı altında planlamafaaliyetlerini sürdürdü. İttifak Kara Gözetleme programı tasarım vegelişme aşamasına geçmek üzere (mevcut risk azaltma çalışmalarınınkabul edildiği ve katılımcı devletlerce yeterli fon sağlandığıvarsayımına dayanarak). NATO ayrıca Prag Zirvesi’nden beri havakuvvetlerini hassas güdümlü mühimmat ile teçhiz ederek, terörizmekarşı savunma alanında silahlanma işbirliği çalışmalarına öncelikvererek, ve NATO Harekat Alanı Füze Savunması yeteneği ile ilgilibir projeyi onaylayarak önemli kazançlar sağladı.
Ancak çoğunlukla bu önemli stratejik araçların kullanılmayabaşlamasına daha yıllar var, ve fonun büyük bir kısmı daha gelmemişdurumda. Ayrıca, ABD de dahil tüm NATO müttefikleri savunmaharcamalarını giderek operasyonlara ve global operasyonlarınsürdürülmesi için gereken şartları karşılamak için harcadıklarıiçin, uzun vadede modernizasyon programlarına ayrılabilecek olanfonlardan kullanmaya başladılar. Ayrıca, NATO’nun çeşitli krizoperasyonlarını sürdürmekte karşılaşılan zorluklar Karargahın çokzaman ve dikkatini aldığı için, temel uzun vadeli Prag YetenekTaahhütleri modernizasyon programları artık Kuzey Atlantik Konseyitarafından eskisi gibi dikkatle incelenmiyor—eskiden LordRobertson’ın “yetenekler, yetenekler, yetenekler” çağrısına uymayazorlamak için ülkelere kendi tabiriyle “politik elektro-şokterapisi” uyguladığı zamanlarda bu programlar çok daha dikkatleincelenirdi.
Norfolk Gündemi
Geçen Nisan ayında Müttefik Dönüşüm Komutanlığı’nda yapılan birtoplantıda Genel Sekreter de Hoop Scheffer “Norfolk Gündemi”üzerinde tartışmalar başlattı. Kendisi savunma planlaması, kuvvetoluşturma, ve ortak finansman düzenlemelerinde yapılacak olandeğişikliklerin “sık sık yinelediğimiz iddialı bildirilerimiz ilegerekli kuvvetleri cepheye sürebilme yeteneğimiz arasındakikopukluğu” ve “artık işe yaramayan” bir kuvvet oluşturma sürecinidüzeltmek için gerekli olduğuna inanıyor. Sürekli olarak birhelikopter veya bir yere gönderilecek bir destek birliği konusundaMüttefiklerle pazarlık etmek zorunda kalmaktan bezmiş olan LordRobertson, Ekim 2005’te ABD Avrupa Komutanlığı’nda yaptığı birkonuşmada “Müttefikler bu kuvvetleri NATO misyonlarına tahsis etmebecerisine ve isteğine sahip olmadıkları sürece Demoklesin kılıcıoperasyonlarımızın ve NATO’nun geleceği üzerinde asılı kalacak”demişti.
NATO geçen Kasım ayında Norfolk Gündemi kapsamında ülkelerin NATOMukabele Gücü rotasyonları ile ilgili taahhütleri ile Afganistan,Bosna ve Hersek ve Kosova’daki kriz mukabele operasyonlarıkonusunda yaptıkları taahhütleri bağdaştırmak için ilk “GlobalKuvvet Oluşturma” konferansını düzenledi. İcra Çalışma Grubutarafından çeşitli ülkelerin NATO kuvvetlerine yapacaklarıkatkıların daha kolayca öngörülebilmesi konusunda yürütülentartışmalar yoğunlaştırıldı. Askeri Komite Başkanı General HaraldKujat savunma, operasyon, istihbarat ve kaynak planlamadisiplinlerini nasıl en verimli ve etkili hale getirilebileceğikonusunda askeri bir görüş açısı getirmek amacıyla bir GenişKapsamlı Yaklaşım belgesi yayınladı.
Norfolk Gündemi çerçevesinde incelenen diğer kuvvet oluşturmaseçenekleri arasında şunlar var: Müttefik ülkelerin operasyon planıseçenekleri ve tahsis edecekleri yetenekler konusunda net bilgininİttifak bir kriz veya çatışmaya müdahale konusunda herhangi birsiyasi taahhütte bulunmadan önce alınması; bir ülkeninkuvvetlerini kriz mukabele operasyonlarında verimli biçimdekonuşlandırabilme yeteneğini değerlendirebilmek için daha iyikullanılabilirlik ve sonuç ile ilgili hedefler geliştirilmesi;öngörülebilirliği arttırmak için kuvvet tahsis süresinin iki yılaçıkarılması; ülkeler iki yıllık kuvvet tahsisinde bulunamazlarsa,belirli bir kriz mukabele operasyonuna birbiri ardına kısa süreliasker ve teçhizat tahsisi yapmalarını beklemek yerine tümüyle butaahhütten “çekilmelerinin” istenmesi; ve çatışma sonrasındaistikrarı sağlama görevine yönelik yeni çokuluslu yapılarınoluşturulması.
NATO on beş yıl kadar önce SovyetlerBirliği’nin çöküşünden beri bir “dönüşüm” zorunluluğu ile karşıkarşıya.
Genel Sekreter Ortak finansmanda reformkonusunda bazı konuları tartışmaya açtı: ortak askeribütçelerin—NATO Güvenlik Yatırımı Programı (NSIP) ve AskeriBütçe—arttırılması ve bu bütçelerin NATO’nun mevcutkonuşlanmalarının operasyonel boyutlarına uygulanması; daha fazlayüklenici firma kullanılması; NATO olası durum finansmanınınülkelerin savunma bütçelerine dahil edilmesi; ve lojistik, sağlıkhizmetleri ve helikopter nakliye alanlarında “NATO-AWACS türü”gruplamalar ve bütçeler oluşturulması.
Norfolk Gündeminde kaydedilen ilerlemeleri değerlendirmek içinhenüz çok erken. Ancak bu konuların bazıları ile ilgili ilktartışmalar bile ilerlemenin çok zor olduğuna işaret ediyor.Özellikle NATO Güvenlik Yatırım Programı’na katılım kurallarınınyeniden düzenlenmesi ve genişletilmesi, Askeri Bütçe hesapları(harcamaların ülkelerin payına düşen kısmı ile ilgili tartışmalaraçmazla sonuçlandı), ve bazı Müttefiklerin NATO’ya kuvvetlerinindurumu ile ilgili daha fazla bilgi sağlamaktaki isteksizliklerininortadan kaldırılması gibi konularda ilerleme kaydedilmesi çokzor.
Münih Gündemi
Müttefik liderler Şubat ayında Brüksel’de yaptıkları toplantınınbitiminde “NATO’nun Avrupa ile Kuzey Amerika arasında güvenlikkonusundaki danışmalar için temel forum olduğunu teyit ederkenMüttefikler arasında bir stratejik ve politik danışma vekoordinasyon forumu olarak oynadığı rolü de güçlendirmeyi” taahhütettiler.
Bu girişim on gün önce Almanya Başbakanı Schröder’in AvrupaGüvenlik Politikası konusundaki Münih Konferansı’nda yazılı olarakyaptığı bir müdahale (kendisi hastalandığı için Savunma BakanıPeter Struck tarafından okundu) nedeniyle başlayan kısa fakat yoğundanışmalara son verdi. Bu yazıda Schröder NATO’nun “ artıktransatlantik ortakların stratejilerini tartışıp koordine ettikleritemel mekan olmadığını” iddia ediyor ve Irak’taki gibi krizlerdenkaçınabilmek için “bir çözüm bulmamıza yardımcı olacak, Atlantik’inher iki yakasından gelecek bağımsız bireylerden oluşan üst düzeylibir panel” oluşturulmasını öneriyordu. Bu ifadeler gazetelerinmanşetlerinde yer aldı, ve üst düzeyli NATO ve ABD görevlileriarasında endişe yarattı.
Bunu takip eden tartışmalar sırasında Alman görevliler Schröder’inNATO’nun ölüm fermanını imzalamadığını, sadece NATO’yu güçlendirmekistediğini anlatmak için çok uğraştılar. NATO ve ABD görevlileriise “dışarıdan bir panel” önerisi (ki bu öneriyi reddetmişlerdi)ile bu önerinin altında yatan eleştiriyi iki ayrı konu olarakgördüler. Nitekim ABD’nin NATO’yu Afganistan’da Taliban veKaide’ye nasıl ve nerede saldıracağı, veya Irak’la savaşagirmeden önce BM Güvenlik Konseyi teftiş sürecine ne kadar zamantanıyacağı gibi stratejik kararlarının tartışılacağı ve koordineedileceği temel mekan olarak görmediği konusunda hiç şüphe yoktu.Diğer taraftan Kuzey Atlantik Konseyi de ABD ile NATO Müttefikleriarasında Iran’ın nükleer silah sahibi olmasını önlemek veya AvrupaBirliği’nin Çin’e uygulanan silah ambargosunu kaldırmak gibi çoköncelikli konuların tartışıldığı mekan olmamıştı.
Aslında Başbakan Schröder eğer çatışma öncesi stratejik kararaşamalarında İttifak gerçek bir ortaklık olarak işlev göremeyeceksePrag ve Norfolk’da başlatılan dönüşümle ilgili reformların boşagidip gitmeyeceğini sorguluyordu. Bu anlamda sadece General DeGaulle’ün “gerçekleştirilemeyecek olduktan sonra planlama ne işeyarar?” ifadesini benimsemekle kalmıyor, NATO’daki politikdiyalogun niteliği konusunda daha önce Genel Sekreter de HoopScheffer de dahil diğer Avrupa liderleri tarafından da açıkça ifadeedilmiş olan sıkıntıyı yansıtıyordu.
Brüksel Zirvesi toplandığında tüm taraflar olumlu noktalarınüzerinde durmakta kararlıydılar. Başkan George W. Bush ertesi günbir basın toplantısında şöyle konuştu: “Başbakanın sözleriniNATO’nun anlamlı bir stratejik diyaloğun yürütüldüğü, daha önemlibir yer olmasını istediği şeklinde yorumladım. Masanın etrafındakiherkes için de bu çok açıktı. Toplantı Jaap’ın herkese NATOiçindeki stratejik diyalogun önemini korumasını garanti edecek birplanla geri döneceğini bildirmesiyle sona erdi.”
Tabi bir plan yapmak önemlidir. Ama serbest bir siyasi tartışmanınsınırları üzerinde fikir birliği sağlamak ayrı bir şeydir. AvrupalıMüttefik arasında Galileo veya Çin’e silah ambargosu gibi sadeceAvrupa Birliği’nin meselesi olduğuna inandıkları konuların KuzeyAtlantik Konseyi’nde tartışılmasını istemeyenler, kendi açılarındandaha önce NATO’nun “işe burnunu sokması” olarak niteleyecekleri birdurumu kabul etmek zorunda kalacaklar. Amerika BirleşikDevletleri’nin daha Kongrede görüşülmek bir yana, ajanslar arasısüreçte bile henüz üzerinde anlaşmaya varılamamış stratejikkonuları Kuzey Atlantik Konseyi’nde ele almanın bir yolunu bulmasıgerekecek. İttifak üyelerini alınmış kararlardan sadece “haberdaretmek” yerine onlara gerçekten “danışmak” zor olabilir; ancak buherhangi bir ABD yönetiminin hükümetle veya “istekliler koalisyonu”içindeki ortaklarıyla gerçek ortaklıklar kurmaya çalışırkenkarşılaştığı zorluklardan daha zor değildir.
Yola devam
Bugün NATO bir taraftan en güçlü üyesinin liderleri tarafından“her zamankinden daha faal,” veya “tarihteki en başarılı ittifak”veya “güvenlik konusunda ABD için hayati ilişki” olarakyüceltiliyor. Üye sayısını arttırmaktaki başarısı, komuta yapısınıve karargah organizasyonunu yeniden düzenlemesi, ve yetenekleriniyeni tehdit ve güvenlik sorunlarıyla başa çıkabilecek şekildegenişletmesi gururla işaret edilecek başarılar.
Diğer taraftan başarısız olma riski konusunda şüpheler devamediyor. Genel Sekreter’den başlayıp en alt düzeye kadar tüm örgütMüttefiklerin bir yandan yeni misyon ve yeni yetenekleribenimsemeleri, diğer yandan da bu misyon ve yetenekleringerçekleşmesi için gereken insan gücü, teçhizat, ve kaynaklarıtahsis etmeleri arasındaki kopukluktan şikayetçi. Her iki durumdada sadece eleştirmenler değil, birçok kişi ön şart olan siyasiiradenin gerçekten mevcut olup olmadığını merak ediyor. AyrıcaBaşbakan Schröder’in NATO’nun stratejik önemi giderek artankonularda gerçekten transatlantik karar verme mekanı olaraköneminin azaldığını kamuya ifade etmekle hassas bir noktayadokunduğu gayet açık.
Ancak NATO her zamanki gibi yoluna devam edecek. Transatlantikülkeler topluluğunun vazgeçilmez güvenlik ittifakı olarakNATO’nun üç dönüşüm gündemini (Prag, Norfolk ve Münih) yavaş daolsa, mükemmel olmasa da, iyi niyetle ve ortak bir amaçlasürdüreceğine kesin gözüyle bakılabilir. Birçok şey bunun sonucunabağlı.
Robert G. Bell 1999-2003 yılları arasındaNATO’nun Savunma Yatırımından sorumlu Genel Sekreter Yardımcısıidi; kendisi halen Brüksel’de SAIC’te Üst Düzeyli Başkan Yardımcısıolarak çalışıyor.