NATO’nun Stratejik Kavramında anlatıldığı gibi, “yaygın istikrarsızlık ve tehditler” karşısında Müttefikler toplumlarımızın dirençliliğini daha da güçlendirmek için daha fazla gayret göstermeliler. Dünyamızı “değişken ve çekişmeli” olarak nitelendiren [Birleşik Krallık’ın “Entegre İncelemesinin] (https://assets.publishing.service.gov.uk/government/uploads/system/uploads/attachment_data/file/1145586/11857435_NS_IR_Refresh_2023_Supply_AllPages_Revision_7_WEB_PDF.pdf) belirttiği gibi hepimizi ilgilendiren sorunlarda bir artış ile karşı karşıyayız. Ulusal Dirençlilik Çerçevemizin belirttiği gibi, istikrarsızlığa karşı daha iyi hazırlanabilmemiz için toplumun bütünü yaklaşımına ihtiyacımız var – halkları hazırlamak, seferber etmek ve bilgilendirmekte iletişim hayati önemi sahip.
Giderek sınırları kaybolan medya ortamı düşmanlarımızın enformasyon alanını ele geçirmeleri, küresel işbirliğini baltalamaları ve liberal demokrasiye verilen desteği zayıflatmaları için fırsatlar yarattı. Buna rağmen toplumu kendi tarafımızda tutabiliyoruz. Büyük şoklara karşı hazırlıklı olmak, etkilerini azaltmak ve bu şokların ardından hızla toparlanmakta iletişimin gücünü bizzat gördüm. Konu ister bir krizle başa çıkmak ister insanları yerleşmiş düşünce ve davranışlarını değiştirmeye ikna etmek olsun, güçlü bir şekilde ifade edilen gerçek düşmanlarımıza karşı kullanabileceğimiz önemli bir araç olma özelliğini koruyor.
Birleşik Krallık hükümeti yetkililerinin yıllarca müttefiklerle birlikte çalışmanın ve yanlış adımlarımızdan ders almanın getirdiği deneyimler sayesinde profesyonel mükemmelliğe ulaştıklarını söyleyebiliriz. Kesin kanıtlara dayanarak ve geçmiş deneyimlerimizden dersler çıkararak proaktif şekilde hareket ediyor ve iletişim kuruyoruz. Birbirimizden öğrenerek üye devletlerin bireysel ve kolektif dirençliliklerini güçlendirebiliriz. Böylece bir sonraki krizle karşılaştığımızda hepimiz daha hazırlıklı oluruz.
Kriz durumunda iletişim
Son yıllarda Birleşik Krallık duruma özel mukabele gerektiren bir dizi olağanüstü durumla karşılaştı. Örneğin, Salisbury şehrindeki zehirlenme olayından beri 5 yıl geçti. Bu olayda Rusya, hiçbir ayırım yapmaksızın sinir gazı kullanarak hayatların kaybolmasına yol açan davranışıyla alenen uluslararası normları hiçe saydığını göstermiş oldu. Bu olaya o sıralarda Ulusal Güvelik Danışmanı olan Sir Mark Sedwill’in NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’e yazdığı mektuptan görüleceği üzere, çürütülemeyecek kanıtlar ve gayet net mesajlarla mukabele ettik. Bu usule uygun resmî yazışma, “sadece Rusya’nın” nasıl Mart 2018’deki saldırıyı düzenleyecek “teknik olanaklara, operasyonel deneyime ve gerekçeye” sahip olduğunu gösteren - artık gizliliği kalkmış – istihbarattan yararlanıyordu. Bunların sonucu olarak dünyadaki birçok devlet, ülkelerindeki Rus istihbarat subaylarını sınır dışı etti.

İngiltere’de, Salisbury’nin
merkezinde koruyucu kıyafetler içindeki yetkililer Sergei Skripal ve kızının bulunduğu bankın üstünü adli tıp çadırıyla kapatıyorlar. 8 Mart 2018 ©Reuters
Hükümet çapında ulusal güvenlik konularında baş iletişimci olarak yürüttüğüm görevimin bir bölümü, her yeni bir durum ortaya çıktığında ilgili bakandan amaçlar konusunda aydınlatıcı bilgi almayı gerektiriyordu. Şunu gördüm ki, siyasi liderler böyle gergin anlarda esas neyin önemli olduğuna karar verme içgüdüsüne sahipler. Otoriteleri demokratik miraslarından kaynaklanıyor. Bu da halkın algısını anladıklarını ve buna ne kadar duyarlı olduklarını yansıtıyor.
Bir kriz sırasında güvenilir verilerle desteklenen önerilere ihtiyaçları var. Covid-19 pandemisi bu tür bilgileri toplamakta koordine bir iletişim merkezinin ne kadar yararlı olacağının altını çizdi. Hükümet çapında sıfırdan başlayarak medya, pazarlama, dijital, veri görselleştirme, içgörü ve davranış bilimi uzmanlığını bir araya getiren bir iletişim merkezi kurduk. Bu ekip tek merkezden çalıştı ve yavaş yavaş yayılmakta olan pandemiye kanıtlara dayandırılmış kararlarla mukabele etti. Örneğin, elimizdeki veriler pandeminin başlarında bazı toplumlar ve gruplarda aşı konusunda tereddütler olduğunu ve bunun gerçekten bir sorun yaratmakta olduğunu gösteriyordu. Bunun üzerine hep birlikte aşılarla ilgili yanlış bilgiyi en aza indirmek ve aşıların ne işe yaradığını anlatmak amacıyla bir kampanya yarattık. Sonuçta kararsızların oranlarında önemli bir düşüş oldu. Bu iletişim merkezi modeli bize bir zamanlar ‘barış zamanı’ iletişimi dediğimiz, özenden herhangi bir ödün vermeden hemen ve kaliteli mesajlar verebilmek için gerekli yolları sağladı.
Hedefler, yöntemler ve araçlar
Uzun vadeli stratejik iletişim kapsamında, toplumları daha dirençli hale getirerek krizleri azaltmak, elimizdeki en güçlü araç olmaya devam ediyor. Bu araç bireylere kendilerinin ve başkalarının karşılaştığı riskleri azaltmak için harekete geçme ve ortaya çıkabilecek yeni acil durumlara karşı güvende ve hazırlıklı olma gücünü veriyor.
Bana gönderilen ve almaktan büyük onur duyduğum mektuplardan biri de Metropol Polisinde üst düzeyli bir görevliden gelen ve insanları şüpheli gördükleri nesne ve paketleri polise bildirmeye teşvik eden hükümet kampanyasını öven mektuptu. İnsanların görevlilerin terör amaçlı planları açığı çıkarmalarına yardımcı olmaları hayatlar kurtarmıştı. İletişimin başarabileceği işlerin de bir sınırı vardır ancak, layıkıyla yürütüldüğü takdirde, iletişim, en kötünün başımıza gelmesini önleyecek araçlardan biridir.
Eski Genel Kurmay Başkanı General Sir Nick Carter bir zamanlar bana stratejinin “hedefler, yöntemler ve araçların” bir amaca ulaşmak için bir araya getirilmesi anlamına geldiğini söylemişti. Stratejik iletişimlerde genellikle amacımız davranışsal değişimi belirli bir zaman çizelgesine oturtmayı sağlamaktır. Bunu yapabilmek için bütün iletişim disiplinlerini kullanan sürdürülebilir, eşgüdümlü ve birleştirilmiş bir dizi kamu müdahaleleri kullanırız.
Sonuç, kolaylaştırıcı görevi gören zamanında yapılmış, amaca uygun iletişimdir. Bu iletişim güven ve açıklık gibi demokratik değerlere dayanmalıdır. Her şeyden önce, kesinlikle halktan yana olmalıdır – Rusya’nın büyük çaplı işgaline karşı Ukrayna’nın mukabelesinde görüldüğü gibi.

İngiltere, Slough’da COVID19 önlemleri çerçevesinde hazırlanan bilgilendirici panoların önünden yürüyüp giden insanlar. © Reuters
Zelenski kuralları: olay incelemesi
Ukrayna devlet başkanı, hükümeti ve halkı bizlere değerler üzerinde kurulu müşterek bir amaç oluşturmanın yararlarını gösterdi. Özellikle, Başkan Zelenski ve takımının kamu iletişiminde bir yeniliğe öncülük etmek amacıyla kullandığı yedi taktik dikkatimi çekti.
1.. Hacim. Çatışma, doğası itibarıyla her zaman “açık” olan bir iletişim gerektiriyor. 2.Riske açık olmak. Başkan Zelenski, haklı olarak, bu yüksek tempolu yaklaşımın getireceği olumsuzlukları da kabul ediyor – cepheye ziyarete gittiğinde kendini riske atmak dâhil. 3.Doğrudan İletişim. Başkan Zelenski katıldığı sayısız etkinliklerde ülkesindeki durumu anlatarak Ukrayna’nın etkilemek istediği kileler ile proaktif bir iletişim kuruyor. 4.Açıklık / Netlik. “sizinle veya siz olmadan” ve “silahlara ihtiyacım var, oyalanma değil” gibi ifadeler, mesajı kısa ve öz biçimde açıklamaya yardımcı olur. Bu duruma özel hazırlanmış yaklaşım, bağları güçlendirir ve istenen sonucu açıklığa kavuşturur. 5.İlham verici mesajlar. Mesajların zamanlaması ve konuyla bağlantısı etkileyici bir ortam yaratır ve teşvik edici bir görev yapar. 6.Moskova’ya meydan okumak. Aynı zamanda, Başkan Zelenski muhaliflerine mantıklı ve ikna edici bir şekilde doğrudan hitap eder. 7. Üç ‘V’ler: video, visual (görsel),voices (sesler). Yukarıdakilerin hepsi bir iletişim paketi vasıtasıyla iletilir. Burada video başroldedir ve sosyal medya vasıtasıyla dinleyiciye güvenilir be ses ve müthiş görsel etki ile ulaştırılır. Bunlar hep birlikte kullanıldığında küresel dijital medya ortamına yeni bir yaklaşım ortaya çıkıyor. Başkan Zelenski ve ekibi hem Ukrayna’nın düşmanına karşı caydırıcı, hem de destekçilerine ilham kaynağı olan üzerinde dikkatle düşünülmüş bir çeviklik benimsediler. Ukrayna örneğinden görüldüğü gibi, iletişim kurmaya nasıl hazırlandığımız da mesajımızın içeriği kadar önemli.

Pedro Sánchez /İspanya Başbakanı), Recep Tayyip Erdoğan (Türkiye Cumhurbaşkanı), Boris Johnson (Birleşik Krallık Başbakanı), Joe Biden (ABD Başkanı), NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ve Volodimir Zelenski (Ukrayna Devlet Başkanı) İspanya’nın Madrid kentinde 28-30 Haziran 2022 tarihlerinde yapılan NATO Zirvesinde. ©Reuters
Stratejik iletişimi doğru yapmak
Etkili stratejik veya kriz iletişimi ancak profesyonel ve birleştirilmiş bir iletişim kadrosu tarafından yapılırsa etkili olur. Devlet ve askerî iletişim ekipleri yeterince hazırlıksız olmak, beceri eksikliği veya ayrı ayrı ekiplerde birbirlerinden habersiz olarak çalışmaktan kaçınmalıdırlar. Bir tesadüf olmadıkça bu eksiklikler stratejik iletişimin başarılı olmasını neredeyse imkânsız hale getirir. Hükümet ve silahlı kuvvetlerdeki iletişimciler stratejik iletişimi ciddiye almak istiyorlarsa atmaları gereken üç adım vardır.
- En üstün standartları benimsemek
Bugünün izleyicilerine ulaşmak, tüm iletişim yaklaşımlarından yararlanmak anlamına gelir. Sadece eskiden beri kullanılan, ve benim SOS – ‘eline geçeni yollamak’ – diye adlandırdığım yönteme güvenemeyiz. Düşmanlarımız doğruyu ayırt etmeyi daha da zorlaştıran bir kargaşa endüstrisi yaratmak için kitlesel dijital iletişime büyük yatırımlar yapmışlardır. Bizim iletişimcilerimizin herkesin söz sahibi olduğu ve sonuçta hangi seslerin bireylere ulaşacağını etkileyen algoritmaların bulunduğu bir enformasyon ortamında mesajlarının duyulmasını sağlayacak becerilere ihtiyaçları vardır.
- Birlikte çalışmak
Bu profesyonel mükemmeliyetin tüm iletişim toplumuna yayılması gerekir. Odak noktası kişisel becerileri veya ajansları yüceltmek değil, herkesin halkı koruyacak ortak amaçları iletmek için ne gerekirse yapması olmalıdır. Bugün toplumlarımız nasıl çok sayıda sistemler ve ağlar ile çalışıyorsa, iletişimcilerimizin de örgütsel veya coğrafi sınırları bir kenara bırakıp amaçlarımızın bir tek olduğunu anlamaları gerekir. Elizabeth Kennedy Trudeau’nun kısa süre önce NATO Dergisinde yayımlanan [makalesinde] (https://www.nato.int/docu/review/articles/2023/03/16/a-comprehensive-and-coordinated-approach-to-strategic-messaging/index.html) belirttiği gibi, NATO iletişimcileri kasıtlı yanlış bilgilendirmeye karşı koymayı ancak “geniş kapsamlı ve eşgüdümlü bir çalışma” ile başarabilirler. Acil durumlar için birlikte hazırlanarak, pratik yaparak ve birbirimizden bir şeyler öğrenerek etkinliğimizi arttırabiliriz.
Ulusal düzeyde çalışırken de işbirliği yapabiliriz. NATO2030 çerçevesinde Müttefikler dirençlilik hedeflerini oluşturmayı, değerlendirmeyi, gözden geçirmeyi ve izlemeyi taahhüt ederek bir öneri oluşturmak üzerinde odaklanarak uluslarca geliştirilen dirençlilik hedefleri doğrultusunda çalışıyorlar. Birleşik Krallık Hükümetinin kendi Dirençlilik Çerçevesi diğer ülkelerde veya yönetilmeyen alanlarda gerçekleşen veya bu bölgeleri etkileyen olayların hızla evrilerek bizim ülkemizi etkileyebileceğinin bilincinde. Ancak biz toplumumuzun ağlarına ve sistemlerine yayılan riskleri nasıl azaltabileceğimizi öğrendik. Örneğin, Birleşik Krallık Hükümetinin ulusal Siber Farkındalık kampanyası, bireylerin siber güvenlik konusundaki bilgi ve davranışlarını geliştirerek sistemik riski azalttı.
- Bir kampanya yaklaşımı kullanmak
Üçüncü olarak hükümet ve silahlı kuvvetlerin iletişimcileri her bir müdahalenin daha geniş bir plana katkı sağladığı bir kampanya modelini benimsemeliler. Bu kampanya iddiaların yanlışlığını güçlü bir biçimde kanıtlama yeteneğine sahip olmalı; aciliyet duygusu yaratacak bir zaman çizelgesi içermeli; ve insanların harekete geçmesi için ne gerektiğini belirleyebilecek insani içgörüden yararlanmak suretiyle yaratıcı olmalıdır.
Biz Birleşik Krallık’ta OASIS formatını kullanıyoruz; bu formatın NATO tarafından da benimsenmiş olması her iletişim faaliyetinin net bir ‘amaca’, belirli bir ‘izleyici’ kitlesine, tanımlanmış bir ‘strateji’ye, ‘uygulama’ adımlarına, ve özenli bir ‘puanlama’ olan ve değerlendirmeye sahip olduğunu gösterir.
Birleşik Krallık Bakanlar Kurulu’nun Ulusal Güvenlik İletişim Ekibi kısa süre önce biri dizi hedefe yönelik kampanya uyguladı. Kurulun ‘Canavarı Beslemeyin’ adlı kampanyası halkın tehlikeli yanlış bilgileri belirlemelerine yardımcı olacak beş kolay test sundu, ve bu sayede insanların okuduklarını hikâyeleri paylaşmadan önce doğruluğunu kontrol etme oranında %21 artış oldu. Bir DigiTech kampanyası hedef kitlenin üçte birini Çin ile iş yapmak için kampanyanın ‘altın davranış kuralları’nı benimsemeye ikna etti. Güvenilir Araştırma adlı kampanya hedef kitlenin tehditleri belirleme yeteneğinde %56’lık bir artışa yol açtı.
Bu kampanyalar belirli ihtiyaçları karşılarlar. Katkıları ölçülebilir ve somuttur. Fakat bunların her birinin toplu dirençliliğimizi arttırma hedefine yaptığı katkı son derece küçüktür. Bu amacı NATO üyesi ülkelerin toplam bir milyar nüfusunu ve Ukrayna da dâhil olmak üzere NATO ortağı ülkelerde yaşayan milyonlarca insanı da kapsayacak şekilde genişletirsek, karşı karşıya olduğumuz görevin boyutu açıkça belli olur.
Sonuç
Yakın geçmişe dayanarak, bu adımların olumlu olduğu açıktır. NATO Müttefikleri ve ortakları Ukrayna’yı desteklemekte oynadığımız rolden gurur duymalılar. Bu çabalarımızda etkili iletişim de rol oynadı – örneğin, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmek üzere olduğu hakkındaki istihbaratın açıkça ifşa edilmesi kararı Kremlin’in söylemlerinin aksini kanıtlamaya yardımcı oldu. Kendi halkımızda farkındalık ve anlayış yaratarak gerek ulusal gerekse NATO’nun mukabelesine duyulan güveni arttırdık.
Bir sonraki acil durum ortaya çıktığında, NATO hükümetlerinin durumun kontrolleri altında olduğunu göstermek için bir kez daha kriz iletişimi kullanmaları; harekete geçmeleri; durumun aciliyetini vurgulamaları; halkı bir planları olduğuna inandırmaları ve gelecek için umut vermeleri gerekecek. O zamana kadar etkili stratejik iletişimden yararlanarak tüm toplumda dirençlilik şartlarını yaratabilmeliyiz. Artık ekonomik ve toplumsal refahımızı tehdit edecek muhtemel olayların ağırlığı hakkındaki farkındalık arttıkça giderek daha fazla vatandaşımızın ihtiyaçları olabilecek araç ve desteği araştırdıklarını göreceğiz. Dirençlilik yereldir ama yakın tarih bizim onu toplu olarak birlikte geliştirirsek daha güçlü olacağımızı gösteriyor.
Dünya hızla değişiyor olabilir fakat gerçek, güçlü bir şekilde anlatıldığında her zaman gücünü ve etkisini koruyacaktır. Nisan 2018’de Sir Mark Genel Sekreter’e şöyle yazmıştı: “NATO’nun Rusya’nın giderek saldırganlaşan davranış modeline karşı koymaya devam edeceğini biliyorum.” Bundan beş yıl sonra NATO’nun bu becerisine olan güven her zamankinden daha kuvvetli olacaktır.