Caydırıcılık oldukça basit bir fikirdir: bir oyuncunun diğer bir oyuncuyu (olası bir saldırganı) saldırganlığının bir bedeli olacağına, büyük olasılıkla bunun kabul edilemeyecek bir zarar şeklinde olacağına ve bu zararın bir maddi veya siyasi kazanç beklentisinin çok üstünde olacağına ikna etmesi. İşin içinde en az iki oyuncu olması caydırıcılığı karmaşık bir sosyal etkileşim haline getirir. Konu insanın doğası, psikolojisi ve temel insani duyguları ile ilgilidir: korku, cesaret, güven, güç arzusu, ve intikam.

Bunu devlet olmanın ve devlet adamlığının tüm girift nitelikleriyle birlikte devlet oyuncularının düzeyine getirin, ulusal varlığa yönelik riskleri ekleyin, nükleer silahları da katın; o zaman caydırıcılık son derece karmaşık, değişken, soyut ve aynı zamanda patlamaya hazır bir kavram haline gelir.

İnkar yoluyla caydırmadan cezalandırma yoluyla caydırmaya

Soğuk Savaş sırasında NATO cezalandırma yoluyla caydırma ve inkar yoluyla caydırma politikaları yürüttü. Cezalandırma yoluyla caydırma herhangi bir Sovyet saldırısına karşı – konvansiyonel veya nükleer – büyük bir nükleer misilleme de dahil olmak üzere “kabul edilemez zarar” verme fikrine dayanıyordu. İnkar yoluyla caydırma ise saldırganın hedefine ulaşmasını fiziksel olarak zorlaştırmak anlamına geliyordu ve NATO doğuda Sovyetler Birliği ile olan sınırının savunmasında bu politikayı izledi

Soğuk Savaş bittikten sonra İttifak konvansiyonel ve nükleer kuvvetlerini önemli ölçüde küçülttü.
)

Soğuk Savaş bittikten sonra İttifak konvansiyonel ve nükleer kuvvetlerini önemli ölçüde küçülttü.

Berlin duvarının yıkılmasından sonra uzun süre caydırıcılık inkar edildi. İttifak kuvvetlerini (konvansiyonel ve nükleer) önemli ölçüde küçülttü ve savunma harcamalarını sürekli olarak azalttı. Ayrıca büyük ve ağır formasyonların yürüttüğü ileri savunma da dahil, bölgesel savunma yaklaşımının yerini daha kolay konuşlandırılabilen, daha küçük ve hafif birlikler tarafından desteklenen seferi güçlere dayanan alan dışı kriz yönetimi aldı.

Bu dönemde İttifak’ın caydırıcılık ve bununla ilgili planlama, tatbikat, mesajlaşma ve karar verme konusundaki bilgi ve becerisi, NATO’nun ilgi odağında değildi. Bunun mantıklı bir nedeni vardı: Soğuk Savaştan sonraki güvenlik ortamı odak noktasının bu şekilde değişmesini gerektiriyordu. İttifak önce Balkanlar’ın batısında, sonra da Afganistan’da çatışma önleme görevinden barışı sağlamaya ve korumaya ve istikrar sağlamaya kadar çeşitli kriz yönetim görevlerine odaklanmak zorundaydı.

Bugün caydırıcılık geri döndü. Bunun iyi bir göstergesi 1999 Washington ve 2016 Varşova Zirve bildirilerinde “caydırıcılık” sözcüğünün kaç defa geçtiğidir: “caydırıcılık” sözcüğü Washington bildirisinde 1, Varşova bildirisinde ise 28 defa geçmektedir. Varşova’da caydırıcılık birbiriyle ilişkili iki temadan biriydi: birincisi İttifak ülkeleri vatandaşlarının korunması için caydırıcılığın ve savunmanın güçlendirilmesi; ikincisi bu güçlü pozisyondan yararlanarak istikrarın İttifak sınırları dışına yayılması.

2014 yılı, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı giriştiği saldırganlık ve Avrupa’da sınırların silah zoruyla değişmesi ve Suriye ve Irak’ta ortaya çıkan sözde İslam Devleti (veya DAEŞ) nedeniyle bir dönüm noktası oldu.

Soğuk Savaş bittikten sonra İttifak konvansiyonel ve nükleer kuvvetlerini önemli ölçüde küçülttü.
)

Soğuk Savaş bittikten sonra İttifak konvansiyonel ve nükleer kuvvetlerini önemli ölçüde küçülttü.

NATO ilk olarak siyasal ve askeri tepki yeteneğini güçlendirecek ve kuvvetlerinin hazırlık düzeyini arttıracak adımlar attı. İttifak’ın doğu kanadındaki Müttefiklere güvence vermek için Hazırlık Eylem Planı (HEP) çerçevesinde karada, havada ve denizde önlemler alındı.

Ayrıca NATO’nun kuvvet ve komuta yapısının İttifak’ın ani krizlere daha hızlı ve kararlı biçimde tepki verebilecek şekilde uyarlanması için bir dizi uzun vadeli önlemler başlatıldı. Bu uyarlamalar arasında NATO Mukabele Kuvvetini güçlendirip çapını üç katına çıkarmak, Hazır Deniz Kuvvetini güçlendirmek, daha iddialı bir tatbikat programı geliştirmek, karar verme sürecini hızlandırmak ve planlama sürecini iyileştirmek de vardı. HEP çoğunlukla uygulanmakta olsa da NATO’nun yeni bir stratejik gerçekle karşı karşıya olduğu açıktır: çevresindeki daha fazla uyarlanma gerektiren belirsizlik ve istikrarsızlık çemberi.

İki tetikleyici

İttifak’ın caydırıcılık ve savunma duruşunu güçlendirme kararını tetikleyen iki gelişme olmuştur. Bunlardan birincisi Rusya’nın askeri doktrini, askeri modernizasyonunun çapı ve hızı, ve daha da önemlisi komşularına karşı giriştiği saldırgan söylem ve eylemlerinin ve NATO sınırlarına yakın bölgelerdeki askeri faaliyetlerinin ve kışkırtmalarının artması.

Rusya’nın elindeki tüm araç ve yetenekleri kusursuz biçimde kullanması — hibrid faaliyetlerden konvansiyonel ve nükleer savaş tehditlerine kadar — Müttefikler için endişe verici olmuştur çünkü Rusya’nın çatışma konusundaki yaklaşımında nükleer silah kullanma eşiği düşürülmüş gibi görünmektedir . Girilemeyen Bölge (Anti-Access/Area Denial) yeteneklerinin NATO topraklarına ve uluslararası hava sahası ve sulara kadar uzanacak şekilde konuşlandırılması — en kuzeydeki bölgelerden Baltık Denizi ve Karadeniz üzerinden Akdeniz’e kadar—[a href=http://www.ndc.nato.int/news/news.php?icode=906] en azından NATO’nun hareket özgürlüğü açısında ilave zorluklar çıkarmıştır.

2014 yılında Wales’de yapılan NATO Zirvesinde, Müttefikler NATO’nun yeni güvenlik sorunlarına hızla ve kesin tepki verebilmesi için hazırlıklı olma durumlarını bir üst düzeye çıkarmaya karar verdiler. © German Army Press Office
)

2014 yılında Wales’de yapılan NATO Zirvesinde, Müttefikler NATO’nun yeni güvenlik sorunlarına hızla ve kesin tepki verebilmesi için hazırlıklı olma durumlarını bir üst düzeye çıkarmaya karar verdiler. © German Army Press Office

İttifak’ın pozisyonunu güçlendirmesini tetikleyen ikinci gelişme de güney kanatta güvenlik durumunun hızla kötüye gitmesi oldu. Başarısız devletler ve iç savaşlar, DAEŞ’in yayılması ve Müttefik ülke şehirlerinde halka karşı giriştiği saldırılar, ve Avrupa’ya mülteci akını İttifak için çok büyük bir stratejik sorun yarattı.

DAEŞ gibi bir devletin yeteneklerine ve beklentilerine sahip devlet-dışı bir oyuncuyu caydırmak veya ona karşı savunma yapmak İttifak’ın bugüne kadarki geleneksel caydırıcılık ve savunma algısını sarsan karmaşık bir kavramsal ve pratik sorun oluşturdu.

Daha da önemlisi, bu iki sorun nitelik olarak birbirlerinden farklı olmalarına rağmen tüm Müttefiklerin güvenliğini önemli ölçüde etkileyebilirler, ve her biri güvenlik konusunda 360 derecelik bir yaklaşım gerektirir. Rusya’nın propaganda ve casusluk faaliyetleri İttifak’ın tümünü hedef almakta, ve Rusya doğuda ve güneyde olduğu kadar Kuzey Atlantik bölgesinde de askeri faaliyetlerini sürdürmekte, egemenlikleri zorlamaktadır. Aynı şekilde, kitlesel göçlerin yanısıra DAEŞ’in propaganda, adam toplama ve terör saldırıları doğrudan veya dolaylı olarak tüm Müttefiklerin güvenliğini tehdit etmektedir.


İttifak’ın inanılırlığının üç şartı

Değişen ve gelişen güvenlik ortamının ışığında Müttefikler Varşova’da ‘ NATO’nun herhangi bir yönden gelecek olası düşmanlara ve her türlü tehdide karşı caydırıcı olabilmesi ve savunma yapabilmesi için gereken tüm yeteneklere sahip olmasını garanti etmek konusunda anlaştılar.

Rusya’nın komşularına karşı sergilediği saldırgan eylemler ve askeri modernizasyonunun çapı ve hızı – 9 Mayıs 2016 günü Zafer Günü dolayısıyla yapılan geçit resminde sergilendiği gibi – İttifak’ın caydırıcılık ve savunma duruşunu güçlendirme kararını tetiklemiştir. © REUTERS
)

Rusya’nın komşularına karşı sergilediği saldırgan eylemler ve askeri modernizasyonunun çapı ve hızı – 9 Mayıs 2016 günü Zafer Günü dolayısıyla yapılan geçit resminde sergilendiği gibi – İttifak’ın caydırıcılık ve savunma duruşunu güçlendirme kararını tetiklemiştir. © REUTERS

İnanılabilir bir caydırıcılık ve savunma, herhangi bir çatışma veya savaşı önlemenin şartıdır. Bu amaç doğrultusunda Müttefikler İttifak güvenliğinin temel garantisi olacak geniş bir yaklaşım geliştirmişlerdir: bu yaklaşım sivil hazırlık ve savunmanın ilk adımı olan ulusal kuvvetlerden siber savunma, füze savunması, konvansiyonel kuvvetler ve nükleer caydırıcılığa kadar NATO’nun elindeki tüm unsurlardan yararlanmaktadır.

İnanılabilirlik unsuru caydırıcılığın başarılı olması açısından önemlidir. İttifak’ın inanılırlığı üç bacaklı bir tabure olarak düşünülebilir: tutarlılık, yetenek ve iletişim. Bu bacaklardan birini alırsanız tabure devrilir.

• Tutarlılık

Sovyetler Birliği’nin İttifak’ın varlığına yönelik tehdidi ortadan kalktıktan sonra geçen yirmi yıl içinde İttifak’ın birlik ve bütünlüğü gerçek anlamda sınanmamıştır. Ancak Rusya’nın yeniden canlanması ve güneyden gelen sorunların yarattığı baskı Müttefikleri birbirlerine daha da yakınlaştırmıştır.

Rusya’nın eylemleriyle ilgili endişelerin ötesinde, sözde İslam Devleti’nin (DAEŞ) yayılması, Müttefik ülkelerin şehirlerinde halka karşı düzenlediği saldırılar da NATO’nun caydırıcılık ve savunma mekanizmalarının güçlendirilme ile ilgili çalışmaları teşvik etti.
)

Rusya’nın eylemleriyle ilgili endişelerin ötesinde, sözde İslam Devleti’nin (DAEŞ) yayılması, Müttefik ülkelerin şehirlerinde halka karşı düzenlediği saldırılar da NATO’nun caydırıcılık ve savunma mekanizmalarının güçlendirilme ile ilgili çalışmaları teşvik etti.

İttifak’ın bütünlüğünün açık bir işareti olarak, tüm Müttefikler İttifak’ın doğu kanadındaki Müttefiklere güvence verecek önlemlere katkıda bulundular; güneyde Türkiye’ye teminat vermek için de özel olarak hazırlanmış bir önlemler dizisi üzerinde anlaşmaya vardılar.

Kuzey Atlantik Konseyi’nin yuvarlak masa toplantısı İttifak bütünlüğünün çarpanıdır. İttifak içinde sürekli görüşmeler, ayrıntılar ve maliyetlerle ilgili tartışmalar olsa da, oybirliği ile bir karar alındıktan sonra bu karar bozulmaz. Rusya’nın bu bütünlüğü kırma çabaları da aslında bütünlüğü daha da perçinlemeye yaramıştır.


• Yetenek

Sağlam bir askeri yetenek inanılır caydırıcılığın bir diğer vazgeçilmez unsurudur. Yıllar içinde askeri kuvvetlerin önemli ölçüde küçültülmesi ve savunma harcamalarında yapılan kısıtlamalara rağmen NATO bugün de dünyadaki en güçlü askeri ittifaktır. Büyük bir çatışma durumunda hiçbir ülke veya ülkeler grubu NATO’yu ciddi biçimde karşısına alamaz.

Tabi bu olası düşmanların İttifak’ın çevresinde “Girilemeyen Bölge” (Anti-Access/Area Denial) yetenekleriyle pekiştirilmiş açık bir zaman-mekan avantajından yararlanmayı düşünmeyecekleri anlamına gelmez. Halen en az bir potansiyel düşman bu tür senaryoları kullanmakta, bunları gerçek zamanda denemektedir.

İşte bunun için NATO Estonya, Letonya, Litvanya ve Polonya’daki ileri savunma varlığını güçlendirmeye ve Karadeniz Bölgesine uygun bir varlık geliştirmeye karar vermiştir. Bu güçlendirilmiş ileri varlığın çokuluslu olması, potansiyel bir düşmana herhangi bir Müttefike karşı girişeceği bir saldırının tüm İttifak çapında ve Atlantik’in her iki yakasında NATO askeri kuvvetleri tarafından karşılık göreceği işaretini verecek bir tuzak teli işlevi görür. Burada amaç herhangi bir belirsizlik veya yanlış anlamaya yer vermemek ve olası bir saldırganın örneğin Estonya veya Polonya ile bir çatışmaya girdiğinde sadece onlarla değil NATO’nun tümüyle çatışmaya girdiğini anlamasını sağlamaktır.

İleri savaş grupları, ulusal savunma kuvvetleri ile birlikte bu ülkelerde önemli bir savunma unsuru oluştururlar. İttifak’ın NATO Tepki Gücü ve gerekirse indirme takviye güçleri tarafından hızla takviye edilebilirler.

Varşova’da yapılan 2016 NATO Zirvesi’nde Müttefikler “NATO’nun olası düşmanları caydırabilecek ve gerek olası düşmanlara gerekse her türlü tehdide karşı savunma yapabilecek tüm yeteneklere sahip olmasını garanti etmek” konusunda anlaşmaya vardılar. © NATO
)

Varşova’da yapılan 2016 NATO Zirvesi’nde Müttefikler “NATO’nun olası düşmanları caydırabilecek ve gerek olası düşmanlara gerekse her türlü tehdide karşı savunma yapabilecek tüm yeteneklere sahip olmasını garanti etmek” konusunda anlaşmaya vardılar. © NATO

Büyük bir çatışma senaryosunda Müttefiklerin kuvvetlerinin yüksek hazırlık düzeyi, konuşlandırılabilme ve sürdürülebilme niteliklerinin sağladığı takviye yeteneği NATO’nun savunma stratejisinin odak noktasıdır. Operasyonel açıdan bakıldığında, İttifak kuvvetlerini bir savaş alanında sabitlemek yerine, Müttefik kuvvetlerinin gerektiği yerde ve zamanda bulunmalarını sağlayabilmek için bu özellik önemlidir.

Güney kanat farklı bir sorun teşkil etmektedir. Dolayısıyla, Müttefiklere geniş kapsamlı bir güvenlik teminatı ve koruma sağlayabilmek ve olası düşmanları caydırabilmek için farklı bir yaklaşım gerekir. Bu doğrultuda NATO stratejik tahminler için sağlam bir istihbarat gözetleme ve keşif yeteneği ve gelişen herhangi bir acil duruma hızla müdahale edebilecek bir seferi yetenek geliştirerek ve bölgedeki ortakların kendi güvenliklerini sağlayabilmeleri için yeteneklerini güçlendirmelerini sağlayarak kendisini günün şartlarına uyarlamaktadır.

Sonuçta, NATO’nun – ve de bireysel ve toplu olarak Müttefiklerin– tüm komuta ve kuvvet yapıları nereden gelirse gelsin bir tehdide karşı birbirlerini savunmaya hazır ve hazırlıklı olmalıdır.

• İletişim

Herhangi bir olası düşman açısından yanlış anlama veya yanlış hesaplamalara yer vermemek için NATO’nun kararlılığının açıkça ve hiçbir belirsizliğe yer bırakmayacak şekilde iletilmesi gerekir. Bu tür iletişimin en iyi örneği Genel Sekreter Jens Stoltenberg’in 2016 Şubat ayında Münih Güvenlik Konferansı’nda yaptığı konuşmadır.

Tüm Müttefikler İttifak bütünlüğünün açık bir işareti olarak İttifak’ın doğu kanadındaki Müttefiklere güvence vermeyi amaçlayan önlemlere katkıda bulundular; Varşova’da Müttefik liderler NATO’nun Estonya, Letonya, Litvanya ve Polonya’da ve Karadeniz Bölgesindeki ileri varlığını güçlendirmek konusunda anlaştılar. © NATO
)

Tüm Müttefikler İttifak bütünlüğünün açık bir işareti olarak İttifak’ın doğu kanadındaki Müttefiklere güvence vermeyi amaçlayan önlemlere katkıda bulundular; Varşova’da Müttefik liderler NATO’nun Estonya, Letonya, Litvanya ve Polonya’da ve Karadeniz Bölgesindeki ileri varlığını güçlendirmek konusunda anlaştılar. © NATO

Stoltenberg konuşmasında Rusya’nın komşularını ürkütmeyi amaçlayan söylemlerinin, duruşunun ve nükleer kuvvet tatbikatlarının Avrupa’da güven ve istikrarı zayıflattığını vurguladı. Dinleyicilere NATO’nun caydırıcılığının da bir nükleer unsuru olduğunu hatırlatan Stoltenberg, NATO için “nükleer silah kullanımını akla getirebilecek şartların son derece uzak” olduğunu ifade etti. Aynı zamanda “hiç kimsenin nükleer silahların konvansiyonel bir çatışmanın parçası olarak kullanılabileceğini düşünmemesi gerektiğini, çünkü bunun herhangi bir çatışmanın doğasını temelden değiştireceğini” vurguladı. Bir başka deyişle, Rusya’nın başarısız olduğu bir konvansiyonel çatışmadan nükleer silahlarını sınırlı da olsa kullanarak kurtulmasına izin verilmeyeceğini ifade etti.

Müttefikler Varşova Zirve Bildirisinde de aynı mesajı verdiler: “Üyelerinden herhangi birinin temel güvenliğine yönelik bir tehdit karşısında NATO, düşmana kabul edilemeyecek çapta ve düşmanın umduğu yararlardan çok daha ağır zararlar verecek yetenek ve kararlılığa sahiptir.”

Bildirinin tümünü caydırıcılık ve savunma konusu da dahil NATO’nun amaçları ve niyetleri konusunda açık ve geniş kapsamlı bir bildiri olarak okumakta yarar vardır. Bildirinin sadece Müttefik ülke okurları değil potansiyel düşmanlar tarafından da okunduğunu varsaymak yanlış olmaz.

Sürekli adaptasyonun sorunları

Varşova Zirvesi İttifak’ın adaptasyonunun ne başlangıcı ne de sonudur. Ancak İttifak’ın güçlendirilmiş caydırıcılık ve savunma duruşu açısından önemli bir ara noktadır. Çalışmalar ilerledikçe çeşitli sorunların ele alınması gerekecektir..

Müşterek istihbarat ve keşif durum bilinci ve güney kanattan kaynaklanan sorunlara tepki verebilme yeteneğinin gelişmesi açısından gereklidir. © NATO
)

Müşterek istihbarat ve keşif durum bilinci ve güney kanattan kaynaklanan sorunlara tepki verebilme yeteneğinin gelişmesi açısından gereklidir. © NATO

Fiyat etiketi: Özgürlük bedava değildir. Dünyanın en zengin ülkeleri kulübü için Gayrı Safi Yurtiçi Hasılanın (GSYH) %2’si ulaşılmaz bir hedef gibi görülmemelidir. Ancak NATO’nun daha hayli yolu vardır: sadece beş Müttefik ülke NATO ilkeleri doğrultusunda GSYH’larının minimum %2’sini savunmaya harcamaktadır. Sadece 10 Müttefik ülke NATO’nun savunma bütçelerinin %20’ den fazlasının önemli techizat ve araştırma-geliştirmeye ayrılması ilkesine uymaktadır.

Ancak NATO kritik noktayı atlatmış olabilir: 2016 yılında Müttefiklerin savunma harcamaları toplu olarak 2009’dan beri ilk defa olarak artmıştır. İki yıl içinde Müttefiklerin çoğunluğu savunma harcamalarındaki düşüşü reel olarak durdurmuş veya tersine çevirmiştir.

Diyalog: Müttefikler Varşova’da caydırıcılığın diyalogla bütünleşmesi gerektiğini açıkça ortaya koymuşlardır. NATO, karşılıklılık essasına dayanarak NATO-Rusya Konseyinde çalışmaya istekli bir Rusya ile dönemsel, odaklanmış ve anlamlı bir diyaloğa hala açıktır. Amaç yanlış anlamalardan, yanlış hesaplardan ve istenmeden neden olunan tırmanmalardan kaçınmak, şeffaflık ve öngörülebilirliği arttırmaktır.

Ancak bu çabalar NATO’nun inanılır caydırıcılığı ve savunması pahasına yapılmayacaktır. Rusya’nın Kırımı ilhak etmekten vazgeçmek bir yana, daha saldırgan söylemlerini, komşu ülkelere karşı hibrid müdahalelerini ve NATO sınırları etrafında kışkırtıcı askeri faaliyetlerini bile durdurmamış olmasına rağmen NATO diyaloğa hazırdır. NATO-Rusya Konseyinin son toplantıları böyle bir diyaloğun önemini gözler önüne sermiştir.

Son iki yılda bazı ilerlemeler kaydedilmişse de bazı üye devletlerin NATO’nun savunma harcamaları ile ilgili şartlarını karşılamak için daha çok yol kat etmeleri gerekmektedir.
)

Son iki yılda bazı ilerlemeler kaydedilmişse de bazı üye devletlerin NATO’nun savunma harcamaları ile ilgili şartlarını karşılamak için daha çok yol kat etmeleri gerekmektedir.

Devlet-dışı oyuncular: Caydırıcılık teorisi oyuncuların rasyonel olduğu varsayımına dayanır. Ancak gerçekler bu varsayımı iki şekilde zayıflatmaktadır: öncelikle iki rasyonel oyuncu arasındaki bir etkileşim çoğunlukla düşük standartta, rasyonel olmayan sonuçlar yaratır. İkinci olarak da farklı oyuncuların rasyonellik kavramları birbirinden farklıdır. Modern, demokratik bir devlet oyuncusu DAEŞ gibi bir terör örgütünün neyi “bedel”, “yarar” veya “kabul edilemez zarar” addettiğini anlayamaz.

Bu tür oyuncuların caydırılması, onlara karşı savunma yapılması ve nihayetinde mağlup edilebilmeleri için uluslararası toplumun daha geniş kapsamlı bir yaklaşım ve toplu çaba sergilemesi gerekir. Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da DAEŞ gibi grupları ve onların çeşitli kollarını doğuran istikrarsızlığın altında yatan nedenleri ele alabilmek için NATO uluslararası toplumun kriz yönetimi vasıtasıyla istikrarı yayma, ortaklıklar ve kapasite geliştirme programları vasıtasıyla yaptığı katkıyı arttırmaktadır. DAEŞ ve benzeri grupların oluşturduğu tehditlere mukabele olarak bu tehditlerin gerektiği gibi gözlenmesi, değerlendirilmesi ve ilgili planların güncel tutulması gibi bir dizi önlemler kabul edilmiştir.

Genel tutarlılık: Son olarak, uzun vadede NATO caydırıcılık ve savunma duruşundaki gelişmenin tümünün tutarlılığını göz önünde bulundurmalıdır. Buna tüm hava, deniz, kara, siber, füze savunması ve nükleer alanlardaki yetenekler, tatbikatlar, ve planlar dahildir. NATO liderleri gerek Wales’de gerekse Varşova’da bu konuda önemli kararlar almışlardır. Şimdi bunların uygulanmasına devam edilmektedir.

Ancak NATO yeni tehdit ve sorunlara adapte olurken bir tek şey hiç değişmemiştir: İttifak’ın temel sorumluluğu, Washington Anlaşması’nın 5. Maddesinde belirtildiği gibi, İttifak topraklarını ve halklarını bir saldırıya karşı korumaktır. Daha güçlü bir caydırıcılık ve savunma duruşu NATO’nun bu sorumluluğunu yerine getirmeye devam edebileceğini ve üyelerinden herhangi birinin güvenliğine yönelik bir tehdit durumunda hiç kimsenin NATO’nun kararlılığından şüphe etmemesi gerektiğini gösterir.