Rusya’nın Kırım’ı ilhakı ve Doğu Ukrayna’ya müdahalesinin ardından gerek Rusya’ya karşı ve gerekse Rusya tarafından bazı yaptırımlar başlatıldı. Bu yaptırımların uygulamaya konulmasından bir yıl sonra elde edilen veriler, bu yaptırımların hem Rusya hem de Avrupa ekonomileri üzerindeki etkilerine ışık tutuyor. Edward Christie şu soruyu soruyor: bu yaptırımlar işe yaradı mı?

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (önde) 18 Mart 2014 tarihinde Moskova’nın merkezindeki Kızıl Meydan’da Rusya’nın Ukrayna’nın Kırım bölgesini ilhak etmesini desteklemek amacıyla organize edilen “Beraberiz” (We are together) adlı rali ve konser sırasında halka hitap ediyor. Arka planda Kırım Başbakanı Sergei Aksyonov ve parlamento sözcüsü Vladimir Konstantinoz (solda) görülüyor. Arkada “Kırım kalbimde” sözleri okunuyor.
© Reuters
Batılı ülkeler Rusya’nın yasalara aykırı olarak Kırım’ı ilhak edip Ukrayna’nın doğusuna müdahale etmeye başlamasına ekonomik yaptırımlarla tepki verdi. Yaptırımlar Haziran 2014’te Avrupa Birliği, Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ve diğer müttefikler ve ortaklar tarafından koordineli biçimde yürürlüğe girdi.
Bu yaptırımlar Eylül 2014’te daha da sıkılaştırıldı. AB’nin Temmuz 2015’te sona ermesi planlanan yaptırımları Ocak 2016 tarihine kadar uzatıldı. ABD ve Kanada’nın yaptırımları ise halen açık uçlu.
Üç tür ekonomik yaptırım bulunuyor. Bunlardan birincisi bankacılık, enerji ve savunma sektörlerindeki belirli Rus devlet kuruluşlarının Batı’nın finans piyasalarına ve hizmetlerine erişimini kısıtlıyor. İkinci tür yaptırımlar petrol arama konusundaki belirli yüksek teknolojinin ve üretim teçhizatının Rusya’ya ihraç edilmesine ambargo koyuyor. Üçüncüsü ise Rusya’ya belirli askeri ve çift kullanımlı malzeme satışına konan ambargo.
Batı’nın bu yaptırımlarının gerekçesi uluslararası çevrelerde açıkça anlaşılıyor. Ancak Rusya Ağustos 2014’te Batılı ülkelerden yiyecek maddelerinin ithaline yasak getirerek durumu karıştırdı. Bu yasak halen yürürlükte.
Bir yılın sonunda bu yaptırım ve önlemlerin Rusya ve Avrupa ekonomileri üzerinde ne gibi etkilerini görüyoruz?
Rusya ekonomisi açısından, bu yaptırımların ülkenin makroekonomik sorunlarını, özellikle de petrol fiyatlarında 2014’ün son aylarında başlayan hızlı ve belirgin düşüşü daha da kötü hale getirdiği düşünülüyor.
Son veriler 2015 yılının ilk çeyreğinde Gayrı Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) büyüme oranının bir önceki yılın aynı dönemine göre % -2.2 olmasıyla Rus ekonomisinin durgunluğa girdiğini kanıtlıyor.
Ayrıca, yaptırımların ve petrol fiyatlarındaki düşüşün birleşik etkilerinin de Rublenin değerinin düşmesine ve sermaye kaçışının artmasına yol açtığını gösteriyor.
Aynı zamanda finansmana erişim üzerindeki yaptırımlar Rus devletini döviz rezervlerinin bir kısmını yaptırımların hedef aldığı unsurları desteklemek için harcamaya zorladı.
Bu gelişmeler Rusya Merkez Bankasını elini zorladı, ve Merkez Bankası Aralık 2014’te aniden Rublenin değerini savunmaktan vazgeçti ve faiz oranlarını yükseltti.
Rusya’nın Batı’dan yiyecek maddesi ithalini yasaklaması, yiyecek fiyatlarının daha da yükselmesine ve dolayısıyla enflasyonun artmasına neden olarak bu tabloyu daha da beter hale getirdi. Üstelik daha önce Rublenin değer kaybetmesinin etkisiyle ithal yiyecek maddeleri ve hizmet fiyatları zaten artmıştı.
Son veriler 2015 yılının ilk çeyreğinde Gayrı Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) büyüme oranının bir önceki yılın aynı dönemine göre % -2.2 olmasıyla Rus ekonomisinin durgunluğa girdiğini kanıtlıyor. Son tahminler 2015 yılı için GSYH’daki reel düşüşün %3 - % 3.5 civarında, 2016 yılında ise büyümenin sıfır olacağı yönünde.
Özetle, Batı’nın koyduğu yaptırımlar Rus ekonomisine doğrudan zarar vermek açısından amaçlarına ulaştı.
Böylece ekonomik yaptırımlar yoluyla Rusya’ya farklı sinyaller gönderildi.
Batılı ülkeler
- Rus devletinin stratejik unsurlarına karşı (sorumluluk üstlenme sinyali)
- kendilerinin de ekonomik sıkıntıya girebilecekleri yönündeki (sınırlı) riski göze alarak (kararlılık sinyali)li]
- somut ekonomik zarar verecek şekilde (inanılırlık sinyali) li]
- birlikte hareket ettiler (bütünlük sinyali)
Fakat bu yaptırımların uygulayanlar açısından sıkıntılı sonuçları oldu mu?
Avrupa ekonomileri yaptırımlardan ve Rusya ekonomisindeki durgunluktan özellikle ticaret alanında çok etkilendi; ihracat gelirleri düştü.
Bu zararların nedenleri:
- Batı’nın yaptırımlarının doğrudan etkileri (petrol üretim teçhizatının ve askeri ve çift kullanımlı malzemenin ihracatı;
- Rusya’nın yiyecek maddesi ithalini yasaklamasının doğrudan etkileri;;
- ve Rusya’daki durgunluk ve düşük döviz kurlarının dolaylı etkileri; ki bu nedenlerle dünyanın her yerinden ithalat talepleri düştü.
En fazla etkili olan ise sözü edilen üçüncü neden, yani dolaylı etki oldu, ve bu da kısmen Batı’nın yaptırımlarından kaynaklandı—ileri gelen analistlere göre petrol fiyatlarının düşük olması en önemli unsurdu.
TABLO 1 - Rusya ve diğer ülkelere (AB üyesi devletler) ihraç edilen mallardaki değişim
ÜLKE | Toplam ihracat 2014, ilk çeyrek/>(EUR milyon) | Rusya'ya yapılan ihracattaki değişiklik (EUR milyon) | Diğer piyasalara yapılan ihracattaki değişiklik (EUR milyon) | Net fark (EUR milyon) | Net fark (2014 ilk çeyreğin yüzdesi olarak) |
---|---|---|---|---|---|
Kıbrıs | 325 | -5 | 182 | 177 | 54.3% |
İrlanda | 21,107 | -78 | 3,717 | 3,639 | 17.2% |
Bulgaristan | 4,859 | -41 | 646 | 606 | 12.5% |
Hırvatistan | 2,364 | -21 | 254 | 233 | 9.9% |
Polonya | 40,223 | -521 | 3,811 | 3,291 | 8.2% |
Çek Cumhuriyeti | 32,205 | -365 | 2,836 | 2,471 | 7.7% |
Macaristan | 20,433 | -165 | 1,633 | 1,467 | 7.2% |
Malta | 536 | 0 | 37 | 37 | 6.9% |
Danimarka | 20,548 | -114 | 1,490 | 1,376 | 6.7% |
Slovenya | 6,597 | -85 | 499 | 414 | 6.3% |
Almanya | 278,427 | -2,566 | 17,952 | 15,386 | 5.5% |
Romanya | 12,758 | -91 | 734 | 643 | 5.0% |
Lüksemburg | 3,618 | -14 | 177 | 163 | 4.5% |
Portekiz | 11,707 | -18 | 460 | 442 | 3.8% |
AB Toplamı | 1,143,317 | -8,652 | 49,019 | 40,367 | 3.5% |
İspanya | 60,276 | -301 | 2,358 | 2,057 | 3.4% |
İtalya | 96,151 | -668 | 3,708 | 3,040 | 3.2% |
Fransa | 109,586 | -612 | 3,667 | 3,056 | 2.8% |
Slovakya | 16,194 | -156 | 547 | 391 | 2.4% |
Birleşik Krallık | 96,345 | -333 | 2,599 | 2,266 | 2.4% |
Avusturya | 33,037 | -360 | 497 | 137 | 0.4% |
Hollanda | 125,648 | -590 | 988 | 398 | 0.3% |
Belçika | 88,707 | -360 | 51 | -309 | -0.3% |
Estonya | 2,854 | -147 | 132 | -15 | -0.5% |
İsveç | 31,179 | -196 | -72 | -267 | -0.9% |
Letonya | 2,589 | -87 | 55 | -33 | -1.3% |
Yunanistan | 6,379 | -24 | -81 | -105 | -1.6% |
Finlandiya | 13,248 | -358 | 23 | -336 | -2.5% |
Litvanya | 5,415 | -374 | 118 | -256 | -4.7% |
Kaynak: Eurostat trade statistics; 2015Q1 compared to 2014Q1; Extra-EU and Intra-EU trade.
Son veriler Avrupalı Müttefikler ve Ortakların Rusya ekonomisindeki genel düşüş nedeniyle yaşanan zararı control altında tutabildiklerini gösteriyor.
Doğal olarak 2015’in ilk çeyreğinde Rusya’ya yapılan ihracatın bir önceki yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında ortalama üçte bir oranında düştüğü görülüyor. Ancak birçok Avrupa ülkesi açısından Rusya sınırlı bir ihracat noktası ve daha da önemlisi, Avrupa, ürünlerine hem Avrupa’da hem Avrupa’nın dışında yeni piyasalar bulabilmiştir—bu olgu iktisatçılar tarafından ticaret sapması olarak adlandırılır
Yaptırımların etkileri üzerine yapılacak ciddi bir analizin temel unsuru ticaret sapmasının analizidir.
Yaptırımların etkileri üzerine yapılacak ciddi bir analizin temel unsuru ticaret sapmasının analizidir. Yaptırımların etkileri üzerine yapılacak ciddi bir analizin temel unsuru ticaret sapmasının analizidir. Tablo 1’de ticaret sapması analizi 2014’ün ilk çeyreği (yaptırımlar yok, petrol fiyatları yüksek ve Rusya büyümeye devam ediyor) ile 2015’ in ilk çeyreği (yaptırımlar var, petrol fiyatları düşük ve Rusya ekonomik durgunlukta) arasında gerçekleşen değişiklik üzerine odaklanarak yapılıyor. Tablo’da Avrupa Birliği’nin 28 ülkesi için elde edilen sonuçlar görülüyor.
28 AB üyesinin 22’si AB içinde ve dışındaki diğer piyasalara ihracatlarının artması sayesinde Rusya’daki ekonomik gerilemeye rağmen dünya ülkelerine yaptıkları ihracatta net kar sağladılar, ve bu şekilde Rusya’ya yapılan ihracat telafi edildi. Aynı şey AB ülkelerinin toplamı için de geçerli – AB’nin Rusya’ya ihracatı 8.65 milyar Euro kadar düşerken diğer piyasalara (AB içindeki piyasalar da dahil) yapılan ihracat 49.02 milyar Euro artış gösterdi.

Üzerinde Moskova’daki döviz kurlarını gösteren bir tabela bulunan bir binanın önünde bir adam. Aralık 16, 2014.
(C)Reuters
Şunu da hatırlamak gerekir ki üç Baltık devleti dışında tüm Orta ve Doğu Avrupalı üye ülkeler Rusya yüzünden uğradıkları kayıpları kat kat telafi ettiler, zira zaten başından beri Rus piyasasına erişimleri çok fazla değildi. Yunanistan’ı bir kenara koyarsak, Güney Avrupa’daki AB üyeleri, tüm büyük AB ekonomileri, ve özellikle de Rusya ile önemli ekonomik bağları olduğu iddia edilen Almanya ve İtalya için de aynı şey geçerli. Resmi ticaret istatistikleri şunu kanıtlıyor: Bugün Rusya’nın ciddi bir ekonomik durgunluk ve ağır bir yaptırım rejimi içinde olması, bu ülkelerde ihracatta net zarara yol açmaz.

Avrupa, ürünlerine hem Avrupa’da hem Avrupa’nın dışında yeni piyasalar bulabilmiştir—bu olgu iktisatçılar tarafından ticaret sapması olarak adlandırılır. (C)Reuters
Ancak net zarar yaşayan yedi AB üyesi mevcut. Bu ülkeler kendi aralarında doğal olarak ikiye ayrılır: yeni piyasalara açılmayı tam olarak başaramayanlar; ve hem Rusya piyasasında hem de diğer piyasalarda zarara uğrayanlar. İsveç ve Yunanistan ise bu zarar türlerinin her ikisini de yaşayan yegane ülkeler, ki bu da Rusya’daki ekonomik gerileme nedeniyle ihracatta rekabet gücünü kaybetmiş olmaları anlamına geliyor. Belçika, Estonya, Letonya, Finlandiya ve Litvanya ise birinci gruba dahil ülkeler.
Toplam net zararın büyüklüğüne gelince, sadece Litvanya ve Finlandiya göreceli olarak ciddi zarar etmiş durumdalar; bu ülkelerin ihracat gelirlerindeki azalmanın GSYH büyüme oranlarını önemli ölçüde etkilemesi bekleniyor. Ancak bu açıdan Finlandiya hayal kırıcı macroekonomik sonuçlarla karşı karşıyayken Litvanya ulusal talebin güçlü olması sayesinde sağlıklı bir büyüme eğrisinde bulunuyor.
Avrupa ekonomisi Rusya’da büyük ölçüde yaptırımlardan kaynaklanan ekonomik durgunluktan pek fazla etkilenmezken, Batılı müttefikler güçlü ve ilkeli bir yaptırım politikası takip etmenin maliyetinin son derece düşük oldumasından mutlu bulmalılar. Kanıtlar felaket tellallerinin tahminlerini boşa çıkarmış görünüyor.