İstikrar ve güvenliği hedef alan tehditler, devlet veya devlet dışı aktörlerin yanlış bilgilendirme veya siber saldırılar gibi hibrit taktikler uyguladığı “gri bölge”de giderek daha fazla görülmekte. NATO bu sorunlarla nasıl başa çıkıyor?
Bugünkü güvenlik ortamı giderek karmaşık hale gelmiştir. Barış, kriz ve çatışmanın üç ayrı aşama olduğu; çatışmalarda çoğunlukla askerȋ metotların uygulandığı ve düşmanların gayet iyi bilindiği günler artık geride kaldı. Siber saldırılar ülkeleri askerȋ saldırı eşiğinin çok altında bir noktadan vuruyor. Sosyal medya kampanyaları, siyasi toplumları tek bir asker tek bir sınırı geçmeden dahi istikrarsızlaştıracak alternatif gerçekler yaratıyor. Ve askerȋ ve askerȋ olmayan araç gereçlerin “hibrit” birleşimi NATO’nun durum farkındalığını ve dolayısıyla, oybirliğine dayalı ve hızlı karar alma yeteneğini daha güçleştirecek belirsizlikler yaratıyor.
Bu nedenle, hibrit tehditlerle mücadele NATO için öncelikli bir konudur. 2015 yılında İttifakın hibrit savaşla mücadele konusunda bir stratejiyi benimsemesinden beri Müttefikler bu tür tehditlere mukabele edebilmek amacıyla NATO’nun alet çantasını devamlı olarak genişlettiler.

Rusya’nın 2014’te Kırım’ı ilhak etmesinden daha önce Kırım’da görülen “küçük yeşil adamlar” (düzensiz silahlı kuvvetler), bir tür hibrit savaş örneğidir. Diğer hibrit tehditler gözle görülmez olabilir. ©Meduza
Durum farkındalığını güçlendirmek
NATO 2017’de Müşterek İstihbarat ve Güvenlik Bölümünü kurdu. Hibrid tehditleri izleyen ve analizini yapan bir birimi de barındıran bu bölüm önemli bir adım atarak Müttefiklere “noktaları birleştirmekte” daha iyi bir yetenek sundu. Hibrit tehditlerin yurt içinden veya yurt dışından gelebileceğini gören ülkeler, yurtiçi gelişmeler konusunda istihbarat paylaşımında daha istekli olmaya başladılar.
Ortaya paylaşılan trendleri gösteren bir tablo çıkarmak ve belirli bir durumla ilgili ortak bir anlayış geliştirmek amacıyla, istihbarat değerlendirmeleri artık Müttefiklerin hibrit tehditler konusundaki görüşmelerini desteklemekte rutin bir şekilde kullanılıyor.
NATO tatbikatlarını uyarlamak
NATO’nun yapıları ve yeteneklerinin hibrit senaryolardaki amaca uygun olup olmadıklarını sınamanın en iyi yolu bunları düzenli olarak tatbikatlarda kullanmaktır. Siyasi ve askerȋ karar mekanizmaları NATO tatbikatlarına daha fazla hibrit unsurlar kattıkça kendilerini bireysel olarak bir müttefike yapılmış hibrit saldırılar, buna toplu mukabele etme arzusu ve bunu da istihbaratın belirsiz ve eksik olduğu ortamlarda yapmanın doğuracağı gerginlikler ile başa çıkmak durumunda bulurlar.
Bazıları Avrupa Birliğine paralel olarak ve eşgüdüm içinde yapılan bu tatbikatlar aslında “kinetik” (veya askerȋ) bir ittifakın kinetik olmayan saldırılara mukabele etmekte karşılaşacağı zorlukların da altını çizer. Sonuç olarak NATO, üst düzeyli sivil karar yapıcıları da kapsayan daha kısa tatbikatlar dâhil, daha iddialı bir tatbikat rejimi uygulamaya karar vermiştir. Ayrıca, NATO’nun eğitim ve öğretim programı da senaryo bazlı hibrit durumlarla ilgili görüşmelerin daha sık yapılmasını sağlayacak şekilde güçlendirilmiştir.
İttifakın dayanıklılığının güçlendirilmesi
Askerȋ görevlerini yerine getirme konusunda NATO, özellikle hibrit saldırılara karşı hassas durumda kalabilecek ulusal sivil altyapılara her zaman olduğundan daha çok muhtaçtır. Dolayısıyla, bu altyapının dayanıklılığını garanti altına almak NATO’nun askerȋ etkililiği için bir önşart haline gelmiştir. 2016 Varşova Zirvesinde Müttefikler “hibrit tehditler dâhil, her yönden gelebilecek tüm tehditlere karşı” dayanıklılık düzeylerini güçlendirmeyi taahhüt ettiler.
Dayanıklılık düzeyini güçlendirmenin ulusal bir sorumluluk olduğunun bilincinde olan NATO, Müttefiklere tavsiyelerde bulunmak üzerinde odaklanmaktadır. Bu amaçla stratejik sektörlerde ülkelerin kendilerini değerlendirmekte ölçüt olarak alabilecekleri yedi “temel şart” belirlemiştir. Bu şartlar ortaya çıkmakta olan yeni sorunlara – 5G standartları ve en son olarak korona virüs pandemisi gibi – paralel olarak devamlı olarak yenilenir.

Son on yılda Rusya, NATO Müttefiklerinin ve başka ülkelerin enerji varlıkları, politikaları veya ikmal maddelerine yönelik çok çeşitli hibrit tehditlerde bulunmuştur. (Daha fazla bilgi için bkz. ‘Hibrit savaş çağında enerji güvenliği’ © Insights ABN AMRO
Siber savunmayı iyileştirmek
Kötü niyetli siber faaliyetler hibrid kampanyalarda en sık kullanılan unsurlardır ki bu da hiç şaşırtıcı değildir. Dijital silahlar gelecek yıllarda da cazip bir seçenek olmaya devam edecektir: coğrafi bir kısıtlama olmadan devletler kadar vekâleten başkaları ve özel örgütler tarafından kullanılabilirler. Olayı birisine mal etmek zaman alabileceği için mukabelelerin tırmanmayı önleyecek şekilde ayarlanması gerekir.
Müttefikler, NATO’nun savunmaya yönelik görev yönergesi doğrultusunda, geniş bir yelpaze oluşturan siber tehditleri caydırmak, bu tehditlere karşı korunmak ve bunlarla mücadele etmek için tüm yeteneklerini kullanmaya kararlıdırlar. Buna bir hibrit kampanyanın parçası olan tehditler de dâhildir. NATO siberi yeni bir operasyonel alan olarak ilan etmiştir ve siber faaliyetlere karşı stratejik mukabele seçenekleri – siyasi, askerȋ, diplomatik ve ekonomik – içeren bir rehberi İttifak’ın kullanımına sunmuştur.
Aynı zamanda, Müttefikler Siber Savunma Taahhüdü vasıtasıyla öncelikle ulusal ağların ve altyapıların siber savunmalarını güçlendirmeye ve geliştirmeye devam ediyorlar. Siber uzayın daha ziyade özel kuruluşların elinde olması nedeniyle kamu-özel ortaklıkların yoğunlaştırılması – NATO Sanayi Siber Ortaklığı vasıtasıyla dâhil – çok önemlidir. Burada amaç değişik paydaşların siber tehditler ile ilgili bilgileri paylaşabildikleri, etkili mukabele şekillerini tartışabildikleri ve teknolojik değişiklikleri takip edebildikleri “güvene dayalı toplumlar” yaratmaktır.
Hibrit tehditlere karşı destek timleri konuşlandırmak
Dayanıklılık veya kritik altyapının korunması konusundaki danışmanlık timleri örnek alınarak bir kriz durumunda veya hibrit tehditlerle mücadele için ulusal yeteneklerini kurmakta NATO desteğine ihtiyaç duyan bir Müttefik için kısa bir uyarı ile konuşlandırılabilecek Hibrit Tehditlere Karşı Destek Timleri oluşturulabilir. Bu tür timler NATO uzmanları havuzundan alınacak uzmanlar ve Müttefiklikler tarafından önerilen uzmanlardan oluşur.
İlk Hibrit Tehditlere Karşı Destek Timi 2019 Kasım ayında, o sıralarda daha yeni NATO Müttefiki olan ve zayıf noktalarını geliştirmeye çalışan Dağlık Karabağ’da konuşlandırıldı. İstekte bulunulursa bu destek timleri içine Askerȋ Danışmanlık Timleri de yerleştirilebilir ve böylece daha kapsamlı sivil-askerȋ danışmanlık hizmeti verilebilir. Atılan bu adımlar NATO’nun Washington Antlaşması’nın toplu savunma konusundaki 5. Madde eşiğinin altında da mukabele seçenekleri oluşturmakta olduğunu gösteriyor.
Hibrit tehditleri caydırmak
NATO’nun hibrid aktörleri caydırma yeteneği konusu üzerinde de dikkatle durulmakta. Dayanıklılığın “inkâr yoluyla caydırma” yaklaşımının önemli bir unsuru olsa da Müttefikler “ceza yoluyla caydırma” yaklaşımının da incelenmesi gereğinin bilincindeler. Ceza yoluyla caydırma yaklaşımında, potansiyel bir düşmanın maliyet-fayda hesaplarını etkileyerek yaklaşımını değiştirmesi amaçlanır.
2016 yılında yapılan Varşova Zirvesinde Müttefikler hibrit saldırıların Washington Antlaşmasının 5. Maddesini devreye sokabileceğini ileri sürdüler. 5. Madde eşiğinin altında kalan ve yaptırımlardan diplomatların sınır dışı edilmesine kadar uzanan geniş bir yelpazedeki diğer tepkilerin de dikkate alınması gerekir. Aynı topluca bir oyuncuyu saldırıdan sorumlu tutmak gibi – muhtemelen bir hibrit oyuncuyu cezalandırmanın en etkili yoludur – bu tür adımlar da ulusal egemenliğe dokunmaları nedeniyle çok hassas bir konu oluştururlar. Ancak Müttefikler, saldırganlara giriştikleri hibrit faaliyetlerin ödemek istemeyecekleri bir bedeli olduğu mesajını vermek zorundadırlar.
Sivil ve askerî uygulamaların bir araya getirilmesi
Hibrit tehditleri caydırmak teoride kolay görünse de pratikte çok zordur. NATO’nun elindeki hibrit caydırıcılık araçlarını kuvvetlendirmesinin bir yolu, askerî ve askerî olmayan geniş kapsamlı önleme ve tepki seçenekleri geliştirmektir. Geniş bir potansiyel hibrit eylemler yelpazesini inceleyerek, bu eylemlerin her biri için en uygun sivil ve askerî tepkiler birleşimini bularak daha hızlı karar vermeyi ve eyleme göre mukabelede bulunmayı sağlayacak önlem paketleri yaratılır.
Ancak bunun riskleri büyüktür. Bu kadar geniş kapsamlı bir yaklaşımın işe yaraması için sadece Müttefiklerin gerekli eylemlere girişmeleri konusunda siyasi açıdan anlaşmaları değil, aynı zamanda bunları uygulama konusunda NATO’nun siyasi ve askerî unsurları arasında sorunsuz bir eşgüdüm ve diğer oyuncular ve paydaşlarla koordinasyon sağlanması da gerekir.
Yeni yıkıcı teknolojilerin incelenmesi
“[Yapay Zekâ] (https://www.nato.int/docu/review/articles/2020/11/24/artificial-intelligence-at-nato-dynamic-adoption-responsible-use/index.html)” ve “büyük veri” analizi gibi yeni teknolojiler – NATO’ya örneğin internetteki sahte haber kampanyalarını hızla belirlemekte ve bunlarla mücadele etmekte yararlı olabilir. Ancak bu teknolojiler aynı zamanda potansiyel bir saldırgana bir hibrit kampanyanın parçası olarak etkili bir yıkım veya yanıltma imkânı sağlayabilirler.
Dolayısıyla NATO inovasyon ve veri politikası üzerinde odaklanan yeni birimler oluşturarak Uluslararası Yazmanlığın yapısını duruma uyarlamıştır. Bir kaç yıl önce siber savunma ve istihbaratı ön plana çıkarttıktan sonra yapılan bu değişiklikler, NATO’nun bir saldırganın yeni teknolojilerden yararlanarak kendisine avantaj sağlamasını önlemekteki kararlılığını vurgulamakta. Bu çalışma aynı zamanda özel sektörle işbirliği yapmak için pek çok fırsat yaratmıştır.

Yapay Zekâ konusundaki ilerlemeler İttifaka hem birçok tehdit hem de fırsat sunuyor ©IoT Business News
Yanıltıcı bilgiyi fark etmek ve karşılık vermek
Yanıltıcı bilgi yaymak birçok devlet ve devlet dışı oyuncunun hibrit alet çantasında bulunan ve en sık kullanılan araçlardan biridir. Bir yanıltıcı bilgi yayma kampanyasını başlatan taraf her zaman bu girişimde avantajlı durumda olacağı için NATO’nun bu tür kampanyaları daha başında fark etmesi ve hızla ve kararlılıkla ortadan kaldırması gerekecektir.
“Setting the Record Straight] (https://www.nato.int/cps/en/natohq/115204.htm)” isimli bir web sitesi yanıltıcı bilgileri çürüten bildiriler, konuşmalar, söyleşiler, karşı iddialar, videolar ve görselleri kapsayan tek durak noktasıdır ve Rusça dâhil çeşitli dillerde yayınlanmaktadır. NATO aynı zamanda medyayı sürekli olarak meşgul etmekte ve ısrarla sahte haberlerin düzeltilmesini talep etmektedir. Bu tür önlemler düşmanca propagandayı durduramaz, fakat bu tür propagandanın açığa çıkarılacağı mesajını verir. Ve sonuçta NATO’nun kendi anlatımının muhaliflerininkinden çok daha doğru ve akla yakın olduğunu göstermesi açısından önemlidirler. Yanlış bilgilendirme ile mücadele, NATO’nun söylemlerinin düşmanlarınınkiler kadar dikkat çekmesi için en kolay etkilenebilir izleyicilerle kurulacak sürekli proaktif iletişim ile desteklenmediği takdirde tam anlamıyla etkili olamaz.
Hükümetin tümünü angaje etmenin yeni yolları
Hibrit tehditlerle mücadele bir hükümetin-tümü yaklaşımı gerektirir. Bu da NATO’nun devlet ve hükümet başkanları zirvelerinin ve dışişleri ve savunma bakanları toplantılarının alışılmış formatlarını aşmasını gerektirmiştir.
Mayıs 2019’da Kuzey Atlantik Konseyinin gayrı resmî bir toplantısı ilk defa olarak hibrit tehditler konusunda ulusal güvenlik danışmanları ve üst düzeyli ulusal liderleri bir araya getirdi. Bu toplantı gerek sivil gerekse askerî tehditler konusunun uzmanlarını bir araya getirmenin ve hibrit kampanyalarla baş edebilmek için ulusal deneyimlerin paylaşılmasının değerini vurguladı. Toplantı aynı zamanda NATO’nun hibrit tehditlere yeni ve inovatif yollarla yaklaşma konusundaki istekliliğini de gösterdi.
NATO-AB ilişkilerinin derinleştirilmesi
Her ikisi de hibrit faaliyetlerin hedefi olan NATO ve Avrupa Birliği hibrit kampanyaların getirdiği ortak güvenlik sorunları üzerinde birlikte çalışmanın ne kadar önemli olduğunun bilincindeler.
Bu iki örgüt çoğunlukla personelleri düzeyinde gayrı resmî işbirliği vasıtasıyla yanlış bilgilendirme faaliyetleri konusunda bilgi paylaşmak, karşılıklı durum farkındalığını arttırmak ve hibrit tehditlere karşı tepkilerinin aynı paralelde olmasına yardımcı olmak için taktik ve yöntem listeleri (“playbooks”) ve “operasyonel protokoller” geliştirdiler. Hibrit manzara ve spesifik tehdit tablosu hakkında verilen karşılıklı brifingler bu örgütler arasında daha yakın bir ilişkiye yol açtı. Bu ilişkiler Finlandiya tarafından özellikle NATO-AB pratik işbirliğini teşvik etmek amacıyla 2016 yılında kurulan Avrupa Hibrit Tehditlerle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi (Hybrid CoE)tarafından da destekleniyor.
Ortaklarla işbirliğini genişletmek
NATO hibrit tehditlerle tek başına mücadele etmez ve edemez; işte bu nedenle geniş bir ortaklar yelpazesine sahip olması şarttır. NATO ve müttefiklerinin on yıllar içinde tüm tehdit yelpazesine tepki verebilecek şekilde tasarlanmış, denenmiş ve güncellenmiş son derece geniş kapsamlı güvenlik ve toplu savunma sistemlerine sahip olan Finlandiya ve İsveç gibi müttefiklerinden öğreneceği çok şey vardır.
NATO ve Müttefiklerinin ayrıca yoğun ve süregelen hibrit kampanyalara maruz kalan Gürcistan ve Ukrayna gibi ortaklarından da öğrenecekleri vardır. NATO son zamanlarda Asya-Pasifik bölgesinde hibrit faaliyetlerle mücadeleye ulusal yaklaşım konusunda geniş deneyim ve en iyi uygulamalara sahip olan ortaklarıyla birlikte çalışmakta. Tüm dünyada aynı görüşleri paylaşan uluslarla yakın ilişkiler kurmak bile başlı başına olası hibrit saldırganlara karşı bir caydırma unsurudur.
Hibrit tehditlerle mücadele etmek NATO ve Müttefikleri için uzun vadeli stratejik bir sorundur. NATO’nun Soğuk Savaş sonrası dönemdeki kriz yönetimi operasyonlarının tipik temkinli, birbirini izleyen planlama ve karar verme süreçlerinden uzaklaşıp devamlı güncellenen durum bilincinin siyasi tartışmalara, seçenek geliştirme, karar verme ve siyasi kontrole yön verdiği daha dinamik bir yaklaşıma doğru ilerlemesi gerekir. Bunu en etkili biçimde yapabilmek için NATO her bir hibrit oyuncuyu kendine has bir stratejik motivasyonu olan benzersiz bir varlık olarak görmekte. Daha çok odaklanmış bir yaklaşım, NATO’nun potansiyel hibrit saldırganların maliyet-yarar analizlerini etkileyerek hibrit kampanyalarının yayılmalarını önleme ve modern operasyon sahası haline gelmiş olan “gri bölge” ile daha iyi mücadele etme becerisini geliştirir.