Hibrid tehditler nasıl farklı aktörler ve faaliyetlerin sinerjisinden yararlanıyorsa bizim de hibrid savunmamızda aynı şeyi yapmamız gerekir. NATO ve AB, 2016 yılından beri, hibrid tehditlerle mücadeleyi işbirliği için öncelikli bir konu olarak tanımlamaktadırlar. Finlandiya’nın başkenti Helsinki’de bulunan Hibrid Tehditlerle Mücadele için Avrupa Mükemmeliyet Merkezi (Hybrid COE) bu işbirliğini kolaylaştırmakta benzersiz bir rol oynamaktadır.

Hibrid tehditler sürekli değişen, çok çeşitli tehditlerdir ve kullanılan araçlar sahte sosyal medya profillerinden gayet karmaşık siber saldırılara, aleni olarak silahlı kuvvet kullanımına kadar ve aradaki her şey dâhil olmak üzere çok çeşitlidir. Hibrid etkileme araçları hedef ve istenen sonuç doğrultusunda tek tek veya bir arada kullanılabilir.

Rusya’nın Mart 2014’te Kırım’ı gayrı meşru ilhakı sırasında gözle görülür ve merkezi bir rol oynayan “küçük yeşil adamlar” Avrupa-Atlantik sahasında askeri kuvvetlerin yasıl savaş eşiğinin altında nasıl kullanılabileceğini gösterdi. © Moldnova.eu
)

Rusya’nın Mart 2014’te Kırım’ı gayrı meşru ilhakı sırasında gözle görülür ve merkezi bir rol oynayan “küçük yeşil adamlar” Avrupa-Atlantik sahasında askeri kuvvetlerin yasıl savaş eşiğinin altında nasıl kullanılabileceğini gösterdi. © Moldnova.eu

Örneğin ABD’deki son başkanlık seçimleri sonrasında hibrid tehditlerle mücadelenin odak noktası stratejik iletişim, yanlış bilgilendirme ve seçim sürecine müdahale etmek üzerindeydi. Daha önce ise dikkatler Rusya’nın Kırım’ı gayrı meşru ilhakı sırasında gözle görülür ve merkezi bir rol oynayan “küçük yeşil adamlar” üzerinde toplanmıştı. Salisbury, İngiltere’deki sinir gazı saldırısından sonra da kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer unsurlar içeren tehditler yeniden gündemin en üst sırasına yerleşmişti. Hibrid etkilemenin henüz farklı yüzlerinin tamamını görmedik ama yenilerinin geleceğinden şüphemiz yok.

Gerek şoklar ve sürprizlere karşı güçlendirilmiş dirençlilik gibi “pasif” unsurlar vasıtasıyla, gerek hibrid tehditlerin hedefi olma olasılığı yüksek olan işlevler ve yapıları korumak için daha güçlü önlemler de içeren daha “aktif” unsurlar vasıtasıyla hibrid tehditlere karşı önceden önlemler alınmalıdır. Bu nedenle sivil hazırlık yeterli düzenlemeler, özgür bir basın, eğitimli bir halk ve etkili bir yasal çerçevenin önemi son derece büyüktür.

Birbirleriyle işbirliği yapmak durumunda olan çeşitli aktörler dikkate alındığında hibrid tehditlerin neler olduğu konusunda işlevsel bir tanım geliştirmek çok önemlidir. Finlandiya’nın ulusal düzeydeki kapsamlı güvenlik modeli, bir araya geldiklerinde hibrid tehditlerle mücadele önlemlerine gerekli hacmi kazandıran çok çeşitli yetkili makamlar ve ajanslardan oluşur. Uluslararası ve uluslar üstü düzeydeki aktörler arasında NATO’nun sivil ve askeri personeli, AB kurumları, Avrupa Komisyonu servisleri ve Avrupa Dış Eylem Servisi (EEAS) gibi unsurlar bulunmaktadır. Bütün bu aktörlerin aynı yönde hareket etmeleri için hibrid tehditler konusunda ortak bir anlayışa varmaları, ve bu hedef doğrultusunda ilerleme kaydedebilmek için de AB ve NATO’nun ilgili yapılarının kendi içlerinde ve birbirleriyle düzenli bir angajman içinde olmaları şarttır.

Bu arada kavramsal çalışmaların bu tehditlerle mücadeleyi ve gerekli hazırlıklar için yürütülen çalışmaları engellememesi de önemlidir. Hibrid tehditler tanımı ile ilgili genel anlayış da yüzde yüz tam değildir zira bu tanım bir gün sonra büyük olasılıkla çağdışı kalabilir veya bu tehditlerle mücadele kapsamındaki faaliyetlerin yapısını etkileyebilir. Hibrid tehditler sadece çok çeşitli olmakla kalmazlar aynı zamanda belirlenen hedeflerin zayıf noktalarına yönelecek şekilde özel olarak da hazırlanabilirler. Bu da her ülkenin kendisine yöneltilebilecek hibrid tehditlerin türü konusunda bir fikri olması gerektiği anlamına gelmektedir. Bunu yapabilmenin yolu da bir ülkenin kendi zayıf noktalarını kendisinin anlamasıyla başarılabilir, evrensel olmayan bir kavrama evrensel bir tanım yükleyerek değil.

Ülkelerin zayıf noktaların etkisi ülke sınırlarını aşabilir. GPS (Global Konumlama Sistemi), nakliye sistemleri veya elektrik şebekeleri buna örnek olarak verilebilir zira bir ülkedeki zayıf noktaya yöneltilecek bir saldırı kaçınılmaz olarak aslında bu tür zayıf noktaları olmayan diğer ülkeler üzerinde de etkilerini gösterecektir. Dolayıyla, bir ülkenin zayıf noktasını kullanan bir hibrid saldırı sadece bağımsız bir eylem değil, aynı zamanda ortak bir planlama ve mukabele de gerektirir. Bu mantık, mukabele unsuru eksik de olsa, Kritik Altyapıların Korunması için Avrupa Programı’nda ele alınmıştır. Bu program “yanlışlıkla, kaza nedeniyle veya bir saldırı sonucunda sadece altyapının bulunduğu ülkeyi değil, en az bir Avrupalı Üye Devlet”i de
etkileyecek kritik altyapıları tespit etmek ve korumak üzere tasarlanmıştır.

Hibrid tehditlerle mücadelede AB ve NATO’nun önlemleri

2016 yılında Avrupa Komisyonu ve Avrupa Dış Eylem Servisi bir hibrid tehditlere karşı mücadele için müşterek çerçevegeliştirdiler. Bu çerçeve hibrid tehditleri tanımak, bu bağlamda bilinçliliği geliştirmek, ve dirençliliği arttırmak için adımlar atmaya başlayan üye devletler ve kurumlar için 22 eylem içermektedir. Bu eylemler pek kapsamlı olmasa da Çerçeve’nin hibrid tehditlerle mücadelenin AB’nin öncelikleri arasında olması yönündeki amacını göstermiştir. Bu çerçevenin en somut etkileri ise AB İstihbarat ve Durum Merkezi’nin parçası olarak bir Hybrid Füzyon Hücresi, ve Helsinki’de bir Hibrid Tehditlerle Mücadele için Avrupa Mükemmeliyet Merkezi kurulması olmuştur.

2014’te Kırımda “küçük yeşil adamlar”ın sahneye çıkmasıyla birlikte hibrid tehditler NATO gündeminin üst sırasına yerleşti. Bu durum askeri kuvvetlerin nasıl savaş eşiğinin altında kullanılabileceği konusunda bir bilinç yarattı. NATO süratle “NATO’nun tümü” yaklaşımı üzerine kurulmuş bir hibrid tehditlerle mücadele stratejisi benimsedi. AB ile benzer şekilde NATO da hibrid tehditleri gözlemlemek ve analiz etmek üzere istihbarat topluluğu bünyesinde bulunacak ve diğer NATO yetkilileriyle işbirliği içinde olacak bir yetenek geliştirdi. NATO, ayrıca, saldırıya uğramış ülkelere gönderebileceği destek timleri oluşturmuştur.

Konuyla ilgili AB ve NATO yapıları arasında düzenli angajman gerektiren hibrid tehditler konusunda ortak bir anlayışa ihtiyaç vardır. Aynı zamanda her ülkenin de kendisine yöneltilebilecek hibrid tehditleri anlayabilmesi için kendi zayıf noktalarını değerlendirmesi gereklidir. © Hybrid COE
)

Konuyla ilgili AB ve NATO yapıları arasında düzenli angajman gerektiren hibrid tehditler konusunda ortak bir anlayışa ihtiyaç vardır. Aynı zamanda her ülkenin de kendisine yöneltilebilecek hibrid tehditleri anlayabilmesi için kendi zayıf noktalarını değerlendirmesi gereklidir. © Hybrid COE

Varşova’da, Temmuz 2016’da, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ve Avrupa Komisyonu ve Konseyi başkanları Jean-Claude Juncker ve Donald Tusk bir joint declaration müşterek bildiriyi imzaladılar. Bu bildiri çoğu hibrid tehditler, siber güvenlik konusunda dirençlilik ve stratejik iletişim konusunu ele alan ve 74 eylemden oluşan bir “ortak öneriler dizisi” hazırladılar. Temmuz 2018’de Brüksel’de kabul edilen ikinci müşterek bildiri askeri dirençlilik, terörizmle mücadele ve kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer unsurların yarattığı dirençlilik konusundaki riskler üzerinde daha fazla odaklanılmasını sağlamıştır.

Hibrid tehditlerle mücadele ortak çıkarlar konusunda NATO-AB işbirliğinde uzun zamandır beklenen platformu sağlamanın yanı sıra Avrupa Birliği içinde önemli bazı yeni gelişmelere de yol açmıştır. Avrupa Komisyonu ve Dış Eylem Servisi hibrid tehditlerle mücadele için farklı düzeylerde düzenli olarak toplanacak ve farklı düzeylerden oluşan servisler arası grup oluşturmuşlardır. Bu grup hibrid tehditlerle mücadele ile ilgili Avrupa çapındaki kurumlarda olaylar ve süreçler konusunda ortak bir farkındalık yaratılmasını sağlamak üzere tasarlanmıştır ve güvenliğe ilişkin kapsamlı bir model yolunda bir ilk adımdır. Bu grup, ideal olarak, sivil ve ekonomik hazırlık, siber güvenlik ve diğer birçok sektörü konular için daha sağlam bir platform oluşturabilir.

Ayrıca Avrupa Konseyi Hibrid Tehditlerle Mücadele için Başkanlık Dostları Grubu’na (Friends of the Presidency-FoP) Haziran 2020’ye kadar süren ve dört başkanlık dönemini kapsayan uzatılmış ve önemli ölçüde genişletilmiş bir yönerge verildi. Grubun 2017 tarihli ilk yönergesi çok kısıtlı idi, ancak bu yeni yönerge hibrid tehditlerle mücadele konusundaki eksiklikleri belirlemek, tekrarlamaları önlemek ve tüm Konsey organlarının siyasî kararlarını desteklemek amacıyla Avrupa Birliği’nin süregelen çalışmalarının genel bir değerlendirilmesini gerektiriyor. Yeni yönergenin süresi bittiğinde bu grup (FoP), tüm sektörler çapında farkındalığı sürdürmek ve – NATO’nun Sivil Acil Durum Planlama Komitesi gibi – üye devletlerin hibrid tehditler konusunda sivil hazırlık durumlarını ve direnme güçlerini desteklemekten sorumlu daimi bir organ haline bile gelmiş olabilir.

Avrupa Birliği ile NATO arasında işbirliğinin yoğunlaşması gereken alanlardan biri yoğunlaştırılmış eğitim ve tatbikatlar olmalıdır. Savaş eşiğinin altındaki hibrid tehditlere karşılık verebilme yeteneğini test eden çok yönlü, karmaşık tatbikatlar, bu iki örgütün zayıf ve kuvvetli noktalarını belirlemeleri ve belki de birbirlerini tamamlayan noktalarını keşfedebilmeleri için ideal bir ortam sağlar. Eylül ayında Kuzey Atlantik Konseyi (KAK) ile Avrupa Birliği Siyasal ve Güvenlik Komitesi (SGK) arasında yapılan gayrı resmî toplantıda Hibrid Mükemmeliyet Merkezi’nin yardımıyla hibrid bir senaryoya dayanan bir tartışma yer aldı. Bu girişim gelecekteki KAK-SGK görüşmelerinde ve diğer uygun toplantılarda yinelenen bir unsur haline gelmelidir.

Mükemmeliyet Merkezi’nin desteğiyle AB ve NATO’nun kurumsal yapılarındaki benzer işlevsel unsurları bir hibrid tehdit senaryosu etrafında bir araya getirecek müşterek tatbikatlar tasarlanabilir. Buna ilave olarak Oberammergau’daki NATO Okulu ve ayrıca Avrupa Güvenlik ve Savunma Koleji eğitim kurslarını seçilmiş AB ve NATO personeline açabilirler.

Hibrid Mükemmeliyet Merkezi – bir yıl sonra

Hibrid tehditlerle mücadele çalışmalarının en somut sonuçlarından biri Eylül 2017’de ilk operasyonel yeteneğine ulaşan Helsinki’deki Hibrid Mükemmeliyet Merkezi oldu. Artık Merkez ilk yılını tamamlandığına göre, bugüne kadar neler başardığı ve bundan sonra hangi yöne gideceği gibi konular ele alınabilir.



















Furthermore, the European Council Friends of the Presidency Group for Countering Hybrid Threats (FoP) has been awarded an extended and significantly broadened mandate, stretching through the next four presidencies until June 2020. Whereas the initial FoP mandate from 2017 was very limited, the new one calls for an overview of ongoing EU efforts on countering hybrid threats, so as to spot shortfalls, avoid duplication, and support political decision making across Council bodies. By the end of the new mandate, the FoP could even become a permanent body responsible for maintaining cross-sectoral awareness and – similarly to NATO's Civil Emergency Planning Committee – supporting member states' civil preparedness and thereby their resilience against hybrid threats.

One key field where cooperation between the European Union and NATO should be intensified is training and exercises. Multi-faceted, complex exercises that test the ability to respond to hybrid threats below the threshold of war would be a particularly ideal area for the two organisations to explore their strengths and weaknesses, and perhaps discover complementarities. In September, an informal meeting of the North Atlantic Council (NAC) with the EU Political and Security Committee (PSC) included a hybrid scenario-based discussion facilitated by the Hybrid COE. This initiative should become a recurring element of future NAC-PSC deliberations, and other joint meetings as appropriate.

Joint exercises could also be designed to link up functional counterparts in EU and NATO institutional structures around a mutually relevant hybrid threat scenario, supported by the COE. Furthermore, the NATO School in Oberammergau and the European Security and Defence College could open up their training courses for selected EU and NATO staff respectively.

The Hybrid COE – one year on

One of the most concrete outcomes of the efforts to counter hybrid threats is the Hybrid COE in Helsinki, which reached its initial operational capability in September 2017. Now that the Centre has completed its first full year of existence, there is an opportunity to have a look at what it has achieved and what direction it should take next.

Avrupa Hibrid Tehditlerle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi, Ekim 2017’de Finlandiya’nın başkenti Helsinki’de resmî olarak açıldı. Bu Merkez bir AB veya NATO organı olmayıp bağımsız bir yasal oluşumdur. ©NATO
)

Avrupa Hibrid Tehditlerle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi, Ekim 2017’de Finlandiya’nın başkenti Helsinki’de resmî olarak açıldı. Bu Merkez bir AB veya NATO organı olmayıp bağımsız bir yasal oluşumdur. ©NATO

Nisan 2017’den beri Merkez’e katılan ülke sayısı dokuzdan on sekize çıktı ve giderek daha çok ülke katılım konusuyla ilgilenmeye başladı. Merkez’in üç Ortak Çıkar Topluluğu için bir kavram geliştirildi. Bu üç Ortak Çıkar Topluluğu kendi ağları, analizleri, eğitim ve tatbikat faaliyetleriyle katılan ülkelerde durum bilinci, dirençlilik ve mukabele yeteneklerini geliştirmeyi başardı. Bunlardan birincisi olan Hibrid Etkileme konusundaki Ortak Çıkar Topluluğu Birleşik Krallık’ın, Devlet Dışı Aktörler konusundaki alt topluluk İsveç’in, Zayıf Noktalar ve Direnne Gücü konusundaki Ortak Çıkar Topluluğu ise Finlandiya’nın başkanlığında çalışıyor. Bu üç Ortak Çıkar Topluluğu geçtiğimiz yaz ağlarını birleştirerek yasal dirençlilik, deniz ve liman güvenliği, enerji ağları, drone’lar ve seçimlere müdahale gibi konulardaki en iyi uygulamaları paylaştılar. Strateji ve Savunma konusundaki dördüncü Ortak Çıkar Topluluğu ise Almanya tarafından yönetiliyor; personel tayinleri Ağustos ayında tamamlanan Topluluk, hibrid savaş ile ilgili stratejik anlayış konusunu ele alacak.

Hibrid tehditlerle mücadelenin süratle NATO ile Avrupa Birliği arasında öncelikli olarak karşılıklı çıkarlara dayanan işbirliğini güçlendirmenin temel aracı haline geldiğine şahit olduk. Hibrid Mükemmeliyet Merkezi bir AB veya NATO organı olmak yerine bağımsız bir yasal oluşum olduğu için, bu işbirliğinin güçlenmesinde ve daha kolay hale gelmesinde benzersiz bir rol oynadı.

Merkez hibrid tehditler üzerinde çalışan AB ve NATO personelini desteklemeyi sürdürmektedir. Bu iki örgütün personeli Merkez’in yürüttüğü hibrid tehditlerin daha iyi anlaşılmasına yönelik çalıştay, seminer ve tatbikatlar da dâhil tüm faaliyetlerine katılmışlardır. Ayrıca her iki örgütün temsilcileri Merkez’in Yönetim Kurulu toplantılarına katılmaktadırlar.

Mart ayında Merkez tüm temel etkileşim alanlarındaki olası somut faaliyetleri belirlemeyi ve AB-NATO işbirliğini daha da güçlendirecek öneriler üretmeyi amaçlayan bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. Görüşmeler erken uyarı ve durum bilincini geliştirmek, stratejik iletişim ve mesajlaşma, krizlere mukabele, direnme gücü, siber savunma ve enerji güvenliği konuları üzerinde odaklandı. Bu tür etkinlikler yılda bir düzenlenebilir.

Nisan ayında Hibrid Mükemmeliyet Merkezi, Nordik ve Balkan devletleri arasında hibrid tehditlerle mücadelede en iyi uygulamaların paylaşılması amacıyla NATO Özel Harekȃt Kuvvet Karargâhı ile birlikte bir bölgesel seminer düzenledi. Bu seminerde varılan sonuçlardan biri, hibrid tehditlerle mücadelede “hükümetin tümü” ve “toplumun tümü” yaklaşımlarının geliştirilmesi gerektiğiydi. Bölgesel işbirliği bu amaca hizmet eder ve Merkez ile NATO diğer bölgelerde de birlikte bu tür seminerler düzenleyecekler.

Hibrid tehditlerin yetenek geliştirme açısından doğuracağı sonuçların değerlendirilmesi amacı doğrultusunda Merkez Mayıs ayında Avrupa Birliği tarafından düzenlenen “Hibrid Tehditler Altındaki Limanların Korunması” konulu senaryo bazlı bir çalıştaya destek verdi. Çalıştaya hem AB hem de NATO personeli katıldı. Bu çalıştay 2016’da yapılmış olan hibrid tehditler konusundaki bir masa başı tatbikatının ürünüydü.

Mayıs 2018’de Avrupa Savunma Ajansı ile Hibrid Mükemmeliyet Merkezi, Avrupa limanlarına karşı gerçekleşecek hibrid tehditlerin nasıl azaltılabileceği ve bu tehditler karşısında direncin nasıl arttırılabileceği konusunda ortak bir çalıştay düzenlediler. ©Bundeswehr
)

Mayıs 2018’de Avrupa Savunma Ajansı ile Hibrid Mükemmeliyet Merkezi, Avrupa limanlarına karşı gerçekleşecek hibrid tehditlerin nasıl azaltılabileceği ve bu tehditler karşısında direncin nasıl arttırılabileceği konusunda ortak bir çalıştay düzenlediler. ©Bundeswehr

Tüm katılımcı ülkeler Merkez’in çalışmalarına önemli katkılar yapmaktadırlar. Dört ülke Merkez’in Ortak Çıkar Topluluklarında önderlik rolünü üstlenmiştir; altı ülke de Helsinki’deki Sekretarya’ya personel sağlayarak destek vermektedir. Ülkeler tarafından bireysel olarak yapılan katkıların somut bir örneği, Merkez ve Finlandiya Savunma Kuvvetleri’nin birlikte düzenlediği Kapsamlı Güvenlik Eğitimi Etkinliği’dir. Bu bir haftalık etkinliğin amacı, hedef kitlesi olan NATO üyesi ülkeler ve bazı ortak ülkelerin hibrid tehditlerle mücadele için geniş kapsamlı yaklaşımlar veya füzyon doktrinler geliştirmelerine yardımcı olmaktır. Finlandiya’nın geniş kapsamlı modeli etkinliğin temelini oluşturmaktadır; ancak konu geniş kapsamlı güvenlik ile ilgili diğer ulusal ve kurumsal deneyimler kapsamında tartışılacaktır.

Bugüne kadar çok şey başarılmışsa da daha yapacak çok iş vardır. Artık tehditleri tanımlamaktan çıkıp onlarla mücadele aşamasına gelebilmemiz gerekir. Eğitim ve tatbikat alanında müştereken veya ülkelerin bireysel olarak uygulayacakları masa başı tatbikatları ve senaryoya dayanan tatbikatlar konusunda talep vardır. Katılımcı devletler ulusal zayıf noktaların belirlenmesinde ve müştereken direnci arttırmakta birbirlerine güvenmeli ve destek vermelidir. 2019’da Romanya ve Finlandiya’nın Başkanlık dönemleri hibrid tehditlerle mücadele konusunda işbirliğine yardımcı olacak birçok fırsat sağlayacaktır. Hibrid tehditler konusundaki ortak anlayış, sürekli dikkat, araştırma ve yaygınlaşma gerektiren, gitgide gelişen bir olgudur. Merkez’e henüz katılmamış NATO veya AB üyesi olduğu sürece büyüme devam edecektir.