
Afganistan, insan hakları, kadın hakları, düşünce özgürlüğü, ve özellikle kadınların eğitiminin teşviki ve geliştirilmesi yönünde ilerlemeler kaydetmeye başlamıştır. © Nomad photos
2001 yılında Taliban iktidardan uzaklaştırıldığı zaman, ülkede ümit tohumları yeşermeye başlamıştı. Karanlıklar içindeki geçmişlerin bıkmış olan Afgan halkı ulus ve devlet kurma çabalarına girişti. Ülkelerinde refah, özgürlük ve barış görmeyi umut ediyorlardı. Uluslararası toplumun ülkelerindeki varlığı, desteği ve işbirliği bu umutları perçinliyordu. Şimdi geriye dönüp baktığımda olağanüstü ilerlemeler ve acı başarısızlıklardan oluşmuş bir karışım görüyorum.
İlk önce ilerlemelerden söz edelim. Afganistan, insan hakları, kadın hakları, düşünce özgürlüğü, ve eğitim haklarının - özellikle de kadınların eğitim haklarının - geliştirilmesi ve korunması yönünde ilerlemeler kaydetmeye başlamıştır. Ülkede cumhurbaşkanlığı ve parlamenter seçimler olmak üzere iki kere başarılı seçimler yapılmış, kamu hizmetleri başlatılmış ve alt yapı iyileştirilmiştir.
Şimdi de başarısızlıklara bakalım. Bir ülkenin temel direklerini oluşturan iki alanda başarısız kalınmıştır: adalet ve güvenlik. Müzmin hale gelen çatışmalar, giderek bozulan güvenlik durumu, ve kırılgan bir durumda olan yargı sistemi Afganistan’ın bugüne kadar kaydettiği ilerlemeleri zayıflatmakta ve tehlikeye atmaktadır.
Afganistan’ın yeni anayasası Afganlılara insan hakları ve özgürlüklerini mümkün olduğunca kapsamlı şekilde sağlamaktadır. Ancak, uygulamadaki seçicilik bu yasayı etkisiz kılmaktadır. Ayrıca, anayasal hakların tam olarak kabul edildiği, uygulandığı ve yeni yasalar ve sağlıklı bir yargı sistemiyle desteklendiği güne kadar Afgan halkı temel haklarından kopuk yaşamaya devam edecektir.
Bunlara rağmen, Taliban döneminde en temel haklarından dahi yoksun olan Afganlı kadınlar yeni ve daha açık bir ortama kavuşmuşlardır. Bugün kadınlar parlamentoda yer alıyor, kabinede üst düzeyli görevlere gelebiliyorlar ve ülkelerini çeşitli ulusal ve uluslararası olaylarda temsil ediyorlar. Yine de, aile içi şiddet, toplumdaki ataerkil zihniyet, fakirlik, çatışmalar ve güvensizlik gibi yapısal, geleneksel, toplumsal ve siyasi sorunlar kadın haklarının gelişmesinin önünde bir engel oluşturuyor.
Daha geniş bir alanı kapsayan ve herkese açık bir eğitim sistemi, Afganistan açısından bir başarı olmuştur. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın yakın zamanda açıkladığı istatistiklere göre, artık altı milyondan fazla çocuk okula gidebiliyor ve bu sayının % 32’sini kız çocuklar oluşturuyor. Çocukların okula gitmeye başlaması, Afganistan’a daha parlak bir gelecek beklentisi getirmiştir. Ancak, daha kaliteli eğitim, daha fazla araç gereç, ve daha fazla nitelikli öğretmenlere – özellikle kadın öğretmenlere ihtiyaç vardır.
Bugün ülkenin tarihinde olmadığı kadar çok insanın (%65) sağlık hizmetleri ve tesislerine erişimi var. Ama nitelik konusunun hala büyük bir sorun olmaya devam ettiğini hepimiz biliyoruz. Yeni yapılan klinikler ve hastanelerde nitelikli personele şiddetle ihtiyaç var. Ayrıca ilaç ve araç gereç sorunu da hala devam ediyor.
Henüz tam oturmamış bile olsa, ülkede siyasi açıdan bazı temeller atıldı. Bazı yolsuzluk ve düzensizliklerle gölgelenmiş de olsa, iki kere devlet başkanlığı ve eyalet meclisi seçimleri yapıldı. Hamid Karzai yönetiminin etkili ve dürüst bir yönetim getirdiğine inanmıyorum, ama daha önceki hükümetler de bundan daha iyi değildi. Zamanla siyasi partiler ve hükümet mekanizmalarının önemli kararlar alabilecek hale geleceklerini umuyorum.
Modern teknolojiye sahip, disiplinli ve sivil otoritenin yönetimindeki Afgan ordusu ülkenin kazanımlarından biridir. Ancak Afgan hükümeti hala kanunu, düzeni ve vatandaşlarını koruyabilecek nitelikte sivil bir ulusal polis gücü oluşturabilmek için çabalamaktadır. Yine de büyük şehirlerde düzenin korunması için yürütülen çabalar devam etmektedir.
Uluslararası güçlerin buradaki varlığı şu ana kadar ülkenin bir sivil savaşın içine düşmesini engellemiştir. Ama Afgan halkı için barış ve güvenliğin ne dereceye kadar sürdürülebilir olacağını zaman gösterecek.
Ülkedeki sosyal ve ekonomik kalkınma düzenli bir yükseliş gösterdi. Bu sayede yüz binlerce Afganlı fakirlikten kurtulmuş ve yeniden inşa veya altyapı projelerinde çalışarak günlük geçimlerini sağlayabilir hale gelmiştir. Mikrofinans sayesinde kümes hayvancılığından el işlerine kadar yapılan çeşitli girişimler sadece kadınların aile içindeki konumlarını güçlendirmekle kalmamış, bazı normları da değiştirmiştir. Bu ilerlemenin sürdürülmesi gereklidir.
Afganistan’daki ulusal ve uluslararası politikanın temelinde insan haklarının tesisi ve korunması yatmaktadır. Sivil siyasal haklar konusunda bazı iyileşmeler görülmektedir. Medya nicelik ve nitelik açısından gelişmiştir. Hapishanelerdeki şartlar iyileştirilmiş, işkence azalmış ve az da olsa adil bir mahkeme sürecinde bazı iyileştirmeler görülmüştür.
Ancak Afganistan’ın işgalinin üzerinden on yıl geçmesine rağmen güvenilir ve adil bir yargı sisteminin kurulamamış olması ülkede başarısız kalan alanlardan biri olmaya devam etmektedir. Yargı sistemimizi yenilemek ve yeniden canlandırmak için çabalar sürse de halkımız ne yazık ki bu gelişmeleri olumsuz bir gelişme olarak değerlendirmekte. Güçlü, bağımsız ve işlevsel bir yargı sistemimiz olmadığı sürece diğer cephelerde başarı kazanma şansımız çok az.
Önümüzde çok uzun bir yol var – hem Afganlıların hem uluslararası toplumun. Geçtiğimiz on yılda büyük zorluklarla kazanılan başarıları ileri taşımak, kaydedilen ilerlemeleri korumak ve bu başarıların üzerine inşa etmeye devam etmek için birlikte çalışmak zorundayız. İyi yönetişim, adalet, insan hakları, güçlü bir sivil toplum ve güvenliğin sağlanması konularında odaklanmalıyız. Eğitime, sağlık hizmetlerine ve yeni iş olanakları yaratılmasına yatırım yapmaya devam etmeliyiz. Hükümet daha duyarlı olmalı, daha fazla hizmet sunmalı ve yolsuzlukla mücadele konusunda daha fazla taahhüde girmelidir.
Uluslararası toplum Afganistan’ı köktenci yaklaşımlar ve terörizmi teşvik edecek dış müdahalelerden korumalıdır.
Gelişeceğimize ve daha güçleneceğimize inanıyorum – ama ancak sabırlı olur, hedeflerimizden şaşmaz ve değerlerimize sarılırsak.