Ortak güvenliğimizde enerji güvenliğinin rolü son derece büyüktür.


  • Brüksel Zirvesi Sonuç Bildirisi, 2018

Enerji akışındaki bir kesinti toplumların güvenliği ve direncini etkileyebilir. Enerji arzının sürekliliğinin garanti edilmesi ve önemli altyapının korunması mevcut güvenlik ortamında giderek daha fazla önem kazanmaktadır. ©NATO
)

Enerji akışındaki bir kesinti toplumların güvenliği ve direncini etkileyebilir. Enerji arzının sürekliliğinin garanti edilmesi ve önemli altyapının korunması mevcut güvenlik ortamında giderek daha fazla önem kazanmaktadır. ©NATO

NATO Müttefikleri, on yıl önce, 2008 yılındaki Bükreş Zirvesi’nde NATO’nun enerji güvenliğindeki rolüne ilişkin ilk raporu onayladılar. Ana ilkeler ve önemli angajman alanlarını listeleyen bu gizli doküman üzerindeki müzakereler oldukça zorlu geçti.

Enerji konusundaki gelişmelerin İttifak ve Müttefikler için önemli güvenlik sorunları yaratabileceğinden kimsenin şüphesi yoktu. Ne de olsa enerji güvenliği bir ulusal güvenlik sorunuydu – özellikle enerji konusunda ciddi sıkıntılar yaşayan bazı yeni NATO üyeleri açısından. Ancak, NATO bir enerji kurumu olmadığından Müttefikler, yapısı itibarıyla fazla askerȋ olmayan, birçok kurumsal aktörü içeren ve daha da önemlisi, büyük ölçüde ulusal bir sorumluluk kapsamına giren bir alanda NATO’nun rolünün ne olacağını tanımlamakta zorlandılar. Bundan dolayı da Müttefikler, İttifak için somut bir enerji güvenliği gündemi konusunda öneriler getirmeden geniş kapsamlı bir politik çerçeveye oluşturmakla yetindiler.

Bundan on yıl önce, NATO’nun enerji güvenliği alanındaki temkinli yaklaşım bugün yerini daha özgüvenli bir yaklaşıma bırakmıştır. Uluslararası güvenlik ortamı ve enerji alanında ortaya çıkan önemli değişiklikler, enerji güvenliği konusundaki stratejik ilgiyi arttırmış ve sonuçta ortaya Müttefikler ve ortaklara somut değer sağlayacak pragmatik bir enerji güvenliği gündemi çıkmıştır.

Bu değişiklik nasıl meydana geldi?

Küresel enerjide yaşanan gelişmeler

NATO’nun enerji gündemindeki en önemli faktör bir küresel enerji tablosunun oluşmasıdır. Rusya enerji unsurunu dış politikasının bir parçası olarak kullanmaya devam etmektedir ve enerjinin Moskova’nın hibrid savaş araçlarından biri olduğunu da Ukrayna olayında göstermiştir.

Enerji sektörünün hedef alındığı siber tehditler artmaktadır.

NATO’nun Afganistan’daki yakıt konvoylarına yapılan saldırı, askerȋ operasyonlarda enerji arzının garanti edilmesinin ne kadar önemli olduğunu göstermiştir.

Enerji altyapısına yönelik terörist saldırıların – özellikle Kuzey Afrika ve Orta Doğu’da – oranı yılda 350 olay dolayındadır.

Korsan tehlikesi Körfez bölgesinden petrol alarak Hint Okyanusu’ndan geçen tankerler için ciddi bir tehdittir. NATO’nun korsanlara karşı yürüttüğü Ocean Shield tatbikatı bu sorunun alınmasına yardımcı olmuştur.

Enerji altyapısını tehdit eden diğer unsurlar doğal afetler ve kazalardır – örneğin, 2010 yılında Pakistan’da yaşanan sel afeti ve 2011 yılında Fukushima nükleer santralında yaşanan kaza.

Son olarak, kaya petrolü ve gazı gibi “alışılmadık” kaynaklar küresel enerji tablosunu değiştirmiştir ki bu da geleneksel üreticiler açısından hoş olmayan sonuçlar doğurmuştur

NATO’nun Afganistan’daki yakıt konvoylarına yapılan saldırı, askerȋ operasyonlarda enerji arzının garanti edilmesinin ne kadar önemli olduğunu göstermiştir. © USA Today
)

NATO’nun Afganistan’daki yakıt konvoylarına yapılan saldırı, askerȋ operasyonlarda enerji arzının garanti edilmesinin ne kadar önemli olduğunu
göstermiştir. © USA Today

Tutarlı bir gündem

Enerji ve güvenlik arasındaki bağlantıyı gözler önüne seren bütün bu gelişmelerden sonra NATO’nun işi hiç de kolay olmayacaktır. Gizli Bükreş Raporu her ne kadar NATO’nun enerji güvenliği konusundaki rolüne ilişkin kapsayıcı bir rehber görevi görmeye devam ediyorsa da, 2010 Stratejik Kavramı ve her NATO zirvesinde NATO Devlet ve Hükümet Başkanlarına verilen İlerleme Raporları da ilave bir rehber oluşturmakta ve geleceğe dönük bir yol çizmektedirler. Bu da NATO’ya enerji güvenliği konusunda, halkın da bilgisine açık olacak, bir açıklama geliştirmesinde yardımcı olmuştur.

Karmaşık bir hikâyeyi basitçe anlatırsak, NATO bu konudaki rolünü üçe bölmüştür:



  • Bilincin arttırılması,enerji konusundaki gelişmelere ilişkin istihbarat paylaşımı, gerek Müttefikler gerek Müttefikler ve ortaklar arasında siyasi danışmalar ve dışarıdan gelecek uzmanlarla bilgi alış verişini kapsar.


  • Önemli enerji altyapılarının korunmasının sağlanması, daha ziyade uzmanlar arasında en iyi uygulamaların paylaşılması, eğitim kurslarının düzenlenmesi ve tatbikatlara enerjiye ilişkin senaryoların dâhil edilmesi ile ilgilidir.


  • Silahlı kuvvetlerde enerji verimliliğinin arttırılması, ulusal çapta en iyi uygulamaların paylaşılması, enerji verimliliği sağlayacak teçhizatın tanıtılması, ve askeriyede enerji verimliliği standartlarının geliştirilmesini kapsar.




Paydaşlar toplumu oluşturmak

NATO’nun enerji güvenliği konusundaki rolünü daha iyi tanımlamak ve bu konuda yapılan diğer çalışmaların tekrarını önlemek için enerji alanındaki diğer aktörlerle temasta olmak önemlidir. NATO, Uluslararası Enerji Ajansı (UEA), Avrupa Komisyonu Enerji Genel Müdürlüğü, özel sektör ve akademi dünyasından uzmanlarla çalışma düzeyinde temas kurmuştur. Askeriyede enerji verimliliğini arttırmak amacıyla askerȋ mühendisler ve savunma şirketleri de paydaş topluma dâhil edilmiştir. Kurulan temaslar ve güçlendirilmiş diplomatik faaliyetler NATO’nun enerji güvenliği alanındaki rolünü daha net ve daha iyi bilinir hale getirmiştir.


2012’de NATO’nun Enerji Güvenliği Mükemmeliyet Merkezi’nin Litvanya’da akredite edilmesi bu denkleme güçlü bir oyuncu daha katmıştır. 11 üye ülkeyi içine alacak şekilde genişleyen bu Merkez, NATO’nun enerji güvenliği ajandasının bütünü için analiz ve eğitim faaliyetleri sağlamakta ve NATO’nun enerji güvenliği gündemini desteklemek ve geliştirmekte eşsiz bir unsur olmuştur.

NATO’nun Stratejik Komutanlıkları da bu konuyla ilgilenmeye başlamışlar ve gerek uzmanlık gerek eğitim ve öğretim desteği vererek konuya katkıda bulunmaktadırlar.

Stratejik düzeye ulaşmak

2014 yılında Kuzey Atlantik Konseyi’nin (KAK) enerji uzmanlarıyla yaptığı resmî olmayan toplantı ile temel hedeflerden birine daha ulaşıldı. Uluslararası Enerji Ajansı, Avrupa Komisyonu ve ABD Dışişleri Bakanlığı temsilcilerinin katılımıyla sürdürülen görüşmeler o kadar aydınlatıcı oldu ki Müttefikler bu “Enerji KAK” toplantılarının yılda bir yapılmasına karar verdiler. Enerji güvenliğinde böylece stratejik bir düzeye ulaşılmış oldu.

Bir yıl sonra Oberammergau’daki NATO Okulunda ilk Enerji Güvenliği Konusunda Stratejik Bilinçlilik Kursu düzenlendi. 20’den fazla Müttefik ve ortak ülkeden gelen katılımcı ile petrol ve doğalgazın jeopolitiğinden silahlı kuvvetlerde enerji verimliliğini arttırmaya kadar çok geniş bir yelpazedeki enerji sorunları ele alındı. NATO’nun Stratejik Komutanlıkları, Enerji Güvenliği Mükemmeliyet Merkezi ve Monterey, Kaliforniya’daki Yüksek Denizcilik Okulu tarafından desteklenen bu kurs, artık her yıl yapılmakta ve başka yerlerdeki kurslar için de bir model teşkil etmektedir.

Ortaklıkların güçlendirilmesi

NATO’nun enerji güvenliği alanında gelişmekte olan rolü, başta Azerbaycan ve Cezayir gibi enerji üreticileri ve Gürcistan ve Ukrayna gibi transit ülkeleri olmak üzere birçok ortak ülkenin ilgisini çekti.

Bu nedenle, NATO genellikle Barış ve Güvenlik için Bilim Programı tarafından desteklenen, örneğin kritik enerji altyapısının korunmasındaki en iyi uygulamaların paylaşımı gibi konular üzerinde uzmanların katıldığı çeşitli çalıştaylar düzenledi.

Şubat 2018’de NATO Kuveyt’te yeni kurulan NATO-İstanbul İşbirliği Girişimi Bölgesel İşbirliği Merkezi’nde ilk enerji güvenliği kursunu düzenledi. Birçok ortak ülke, özellikle de Ukrayna, kendi enerji durumları konusunda Müttefiklere bilgi verdi.

Hibrid savaş ve toplu savunma

2014’te Rusya’nın yasadışı olarak Kırım’ı ilhak etmesi ve Ukrayna’ya karşı düşük seviyeli savaş başlatması NATO’nun enerji gündemine önemli bir boyut kattı: enerji ve hibrid savaş arasındaki bağlantı. Rusya, Ukrayna’da istikrarı bozmak amacıyla doğalgaz fiyatlarını yükseltmiş, enerji sevkiyatı ile ayrılıkçıları desteklemiş ve Ukrayna’nın Kırım ve çevresindeki enerji varlıklarına el koymuştu. Enerji Güvenliği Mükemmeliyet Merkezi ve çeşitli diğer aktörler Ukrayna’yı desteklemek amacıyla Ekim 2017’de Kiev’de ülkenin elektrik şebekesini siber saldırılardan koruma konusunda olası belli başlı senaryoların tartışıldığı büyük bir masa başı tatbikatı yaptılar.

Enerji yıllar içinde Moskova’nın Ukrayna’da istikrarsızlık yaratmak için kullandığı araçlardan biri haline geldi. Haziran 2014’te Kırım’ı yasadışı olarak ilhak etmesi ve Doğu Ukrayna’daki ayrılıkçıları desteklemeye başlamasının ardından Rusya Kiev’i peşin ödeme yapmadığı takdirde doğalgaz arzını kesmekle tehdit etti, ve bunun Avrupa ülkelerine Ukrayna üzerinden gelen doğalgazı da etkileyebileceğini hatırlattı.© Reuters
)

Enerji yıllar içinde Moskova’nın Ukrayna’da istikrarsızlık yaratmak için kullandığı araçlardan biri haline geldi. Haziran 2014’te Kırım’ı yasadışı olarak ilhak etmesi ve Doğu Ukrayna’daki ayrılıkçıları desteklemeye başlamasının ardından Rusya Kiev’i peşin ödeme yapmadığı takdirde doğalgaz arzını kesmekle tehdit etti, ve bunun Avrupa ülkelerine Ukrayna üzerinden gelen doğalgazı da etkileyebileceğini hatırlattı.© Reuters

NATO çalışmalarını yeniden doğudaki üye ülkelerin toplu savunmalarını kuvvetlendirmek üzerinde yoğunlaştırırken, enerji konusu bir başka şekilde daha ortaya çıktı: büyük ölçüde takviyeye dayanan bir askerî stratejinin enerji sorunlarının karşılanması. Bu yeni sorun ciddi biçimde ele alınarak askerî enerji ihtiyaçları incelendi ve enerji konusu NATO tatbikatlarının bazılarına dâhil edilmeye başladı.

Aynı zamanda askerî alanda enerji verimliliğini arttırmayı amaçlayan “akıllı enerji” gündeminde de ilerlemeler oldu: birlikte çalışabilirlik standartlarının oluşturulmasının ön şartı olarak enerji konusundaki sorunlar NATO’nun Savunma Planlama Süreci’ne dâhil edildi. Ayrıca Enerji Güvenliği Mükemmeliyet Merkezi halen “Askeri Uygulamalar için Yenilikçi Enerji Çözümleri” konusunu araştırmak amacıyla iki yılda bir düzenlenen bir organizasyona ev sahipliği yapmaktadır.

Önümüzdeki yıllar

Önümüzdeki yıllarda özellikle ortak ülkelerle birlikte yapılacak eğitim ve öğretim çalışmalarına daha da çok önem verildiğini göreceğiz. NATO tatbikatlarına enerji ile ilgili daha fazla senaryo dâhil edilecek, Müttefikler ve ortaklarla birlikte yapılacak olan ve belli başlı olası senaryoların tartışılacağı büyük masa başı tatbikatlarının gerek sayısı gerekse karmaşıklığı büyük ölçüde artacaktır.

NATO’nun enerji konusundaki çalışmalarının yeni odak noktası Müttefiklerin direncini arttırmak üzerinde olacaktır. Kesintisiz enerji arzı toplu savunma açısından hayati önem taşıdığı için, NATO’nun bu konuda Müttefiklere verdiği desteğin artma olasılığı fazladır. Ayrıca enerji altyapısına karşı girişilecek tehditlere verilecek tepkilerin giderek önemli hale geleceği de söylenebilir. Enerji altyapısının korunması ulusların kendi sorumluluğunda olmakla beraber, NATO’nun eğitim ve öğretim kurumları Müttefiklerin ve ortakların bu sorunları tam olarak kavrayabilmeleri için pek çok fırsat sunmaktadır.

NATO’nun Uluslararası Enerji Ajansı’ndan özel enerji sektörüne kadar tüm diğer aktörlerle ilişkileri daha yoğunlaşacak ve NATO’nun dış uzmanlardan yararlanması olanağı doğacaktır. Büyük olasılıkla dış uzmanlar tarafından KAK’a verilen brifinglerin sayısı da artacaktır.

Son olarak, Müttefikler arasında enerji güvenliği konusundaki gelişmeler ve bunların güvenlik açısından getireceği sonuçlar üzerinde düzenli danışmalar yapılmasına ihtiyaç vardır. Brüksel Zirvesi Sonuç Bildirisinde ifade edildiği gibi, “… tüm Müttefiklere enerjinin siyasi veya zorlayıcı bir tehdit aracı olarak kullanılması karşısında korunmasız olmadıkları konusunda güvence vermek şarttır”. Rusya enerjiyi Ukrayna’ya karşı giriştiği hibrid tehditlerin bir parçası olarak kullandığı için, Rusya’dan doğalgaz ve petrol satın alan NATO Müttefiklerinin tartışacak pek çok konuları olacak gibi görünmektedir.