NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen ve Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun ortak basın toplantısı

  • 18 Jan. 2012 - 01 January 0001
  • |
  • Last updated 16-Feb-2012 15:01

Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu (solda) ve NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen (sağda) ile ortak basın toplantısı

OANA LUNGESCU (NATO sözcüsü):  Tünaydın. Geldiğiniz için çok teşekkür ederim.  Genel Sekreter ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu kısa bir açılış konuşması yapacaklar.  Sanırım daha sonra dört soru için vaktimiz olacak.  Buyurun Sayın Genel Sekreter.

ANDERS FOGH RASMUSSEN (NATO Genel Sekreteri): Tünaydın. Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nu NATO Karargahında misafir etmek  gerçekten çok memnuniyet verici.  Aynı zamanda bu ziyaretin böylesine önemli bir yılın başlangıcında olması da ayrı bir memnuniyet kaynağı.

Bundan hemen hemen bir ay sonra, 18 Şubat’ta, Türkiye ve Yunanistan’ın NATO’ya katılmasının altmışıncı yıldönümünü kutlayacağız. Sayın Bakan, Türkiye altmış yıldır bizim güvenliğimizin direği oldu.  NATO da altmış yıl boyunca sizin güvenliğinizin direği oldu. 

Türkiye NATO’yu, NATO da Türkiye’yi daha güçlü kılmaktadır.  Türkiye, Soğuk Savaş sırasında NATO’nun güney kanadını korurken de bu böyleydi.  Bugün birlikte Afganistan için daha iyi ve daha istikrarlı bir gelecek hazırlarken de bu böyle.  Ve gelecekte, Türkiye, NATO’ya yaptığı diğer katkılarının yanı sıra bölgesel füze savunmasının bir parçası olarak hayati önem taşıyan bir füze savunma radarını kurduğu zaman da böyle olacaktır.

Altmış yıl boyunca sorunları birlikte göğüsledik ve üstesinden geldik.  Bugünkü dünyamız 1952 yılındaki dünyadan çok daha farklı; ama sorunlar daha az değil.  Hepimizin güvenliği ekonomik krizden şiddet dolu aşırı uçlara ve siber savaştan Afganistan’ın istikrara kavuşturulmasına kadar çeşitli tehditlerle karşı karşıya.

Bu altmış yıl içinde sorunları ele alma şekillerimiz de değişti.  Yeni çalışma şekilleri bulmalı ve yeni ortaklarla çalışmalıyız.  Türkiye, dünyanın önemli yerlerindeki yeni ortaklarla işbirliği ve danışmalar yaparak bu doğrultuda başı çekiyor.

Ancak tüm bu değişikliler arasında, NATO’nun ruhu hiç değişmedi: Müttefiklerinin güvenliğini taahhüt eden bir İttifak; ve İttifak’a bağlı olan Müttefikler.  Bu ruh altmış yıl boyunca bize güç verdi.  Ve Sayın Bakan, işbirliğimize bu ruhu taşıyarak devam edeceğimizi umuyorum.

AHMET DAVUTOĞLU (Türkiye Dışişleri Bakanı): Teşekkür ederim Sayın Genel Sekreter.  NATO Karargahında bulunmak benim için büyük şeref.  Burası, NATO, bizler için aşina bir yer; bizim evimiz.  Bu kez, Türkiye’nin NATO üyeliğinin 60. yılında Ekselansları ve NATO Konseyi ile görüşme şerefine nail oldum. 

Türkiye’nin NATO üyeliği Soğuk Savaş sırasında alınmış stratejik bir karardı. Aradan geçen 60 yılda uluslararası düzen değişti; NATO bir dönüşüm geçirdi; Türkiye uzun bir reform süreci yaşadı. Değişmeyen bir tek şey vardı.  NATO Türkiye’nin stratejik planlaması ve vizyonunun temel direklerinden biri olarak kaldı.  Türkiye, NATO’nun bölgesel ve küresel barışı tesis etme çabalarına en fazla katkıda bulunan ülkelerden biri olmuştur.  Ve bu böyle devam edecektir.

Bugün NATO’ya 1952’de olduğundan daha çok ihtiyacımız var.  Soğuk Savaş sırasında NATO iki kutuplu bir ortamda faaliyet gösteriyordu.  Türkiye de NATO’nun en jeopolitik… en önemli kanadı olmuştur.  Soğuk Savaşı kazandık.  Ancak 1990’ların başlarında birçok kişi NATO’nun uluslararası bir güvenlik örgütü olmaya devam edip etmeyeceğini tartışıyordu.  1990’larda NATO, krizlere ve çeşitli diğer sorunlara mukabele ederek bölgesel ve küresel barışa katkıda bulunabileceğini kanıtlamıştır.

11 Eylül’den sonra karşımıza Afganistan sorunu çıktı.  1990’lardan, Doğu Avrupa’daki sorunlardan sonra.  Bugün yeni bir uluslararası ortamda, yeni bir stratejik çerçeve içindeyiz. 

Ve küresel ekonomik kriz ve bu krizin Avrupa açısından yarattığı sonuçlar, Orta Doğu’daki kapsamlı dönüşüm  ve huzursuzluk ve uluslararası arenadaki diğer sorunlar gibi yeni tehditler, yeni riskler ve yeni sorunların yaşandığı bu yeni stratejik ortamda, NATO güvenliği sağlamakta önemli bir rol oynayabilir.

Geçen yıl Libya deneyimimiz oldu.  Ve tüm bu kriz noktalarının ortasında Türkiye, güçlü ekonomik kalkınması, dinamik ekonomisi, ve içinde bulunduğu  bölgenin barışına yaptığı faal katkıları ile bir istikrar odağı olmuştur.

Bu yeni çağda, Türkiye ve NATO bir aile olarak gelecekteki yeni sorunlara nasıl mukabele edeceğimizi planlayacağız. Ve üyeliğimizin altmışıncı yıldönümü geleceğe dönük planlamalarımız açısından ortak stratejik önceliklerimizin bir değerlendirmesini yapmak için iyi bir fırsat olacaktır.

Sayın Genel Sekreter, Şubat ayında altmışıncı yıl kutlamaları vesilesi ile sizi Türkiye’de ağırlamaktan memnuniyet duyacağım. Türkiye tüm NATO faaliyetlerine etkin biçimde katkıda bulunmaya devam edecektir. Bana NATO Konseyi’nde konuşma fırsatını verdiğiniz için teşekkür ederim.

OANA LUNGESCU: Sadece tek bir soru sormanızı ve bu soruyu kime sorduğunuzu belirtmenizi rica ederim. NTV…

SORU: NTV Türkiye’den Sonumut. Sorum Dışişleri Bakanı Davutoğlu’na. İran’ın Türkiye ile ilgili çok sert açıklamaları oldu, özellikle de Türkiye füze savunmasına ev sahipliği yapmaya karar verdikten sonra. Sizin İran konusunda tutumunuz nedir? Ve Türkiye İran’ın nükleer zenginleştirme programı konusundaki toplantıya ev sahipliği yapacak mıdır?  Teşekkür ederim.

AHMET DAVUTOĞLU:  Sert açıklamaların yanı sıra birçok olumlu açıklamaların da yapıldığını hatırlatmak isterim.  Tabi bizler için, Türkiye için, meslektaşlarımızın , yani cumhurbaşkanının, dışişleri bakanının ve diğer meslektaşlarımızın açıklamaları önemlidir.  Eminim İran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Salehi’nin daha dün Türkiye-İran ilişkileri üzerinde yaptığı olumlu açıklamalar dikkatinizi çekmiştir. 

Türkiye’de füze savunması konusu NATO’nun önemli bir stratejik kararıdır; ve her zaman altını çizdiğimiz gibi, tamamen savunma amaçlıdır.  Bu savunma sisteminde hedef alınan hiçbir ülke veya bölge yoktur.  Bütünüyle bir NATO projesi olup gelecekte balistik füze tehdidine karşı üye ülkelere güvence sağlamayı hedeflemektedir. Bu nedenle, bu konu Türkiye ve İran, ya da diğer komşuları arasında bir anlaşmazlık noktası değildir. İki hafta önce İran’daydım. Bugün ve yarın Sayın Salehi Türkiye’de olacak.

İki komşu ülke olarak köklü ve iyi ilişkilerimiz var ve bunu koruyacağız.  Diğer yandan, bir NATO üyesi olarak Türkiye doğal olarak NATO’nun bu stratejik savunma planlamasının bir parçasıdır ve bu sürece her şekilde katkıda bulunmaya devam edecektir.

Nükleer görüşmeler konusuna gelince, biliyorsunuz iki hafta önce Tahran’a yaptığım ziyaret sırasında İran görüşmelere yeniden başlamaya hazır olduğunu açıkladı.  Daha önce Bayan Ashton ile danışmalarda bulunmuştum. Bn. Ashton bu konuyu İran ile de görüşmemi bizzat rica etmişti.  Daha sonra Bn. Ashton ile tekrar görüştüm. Her iki taraf da tekrar bir araya gelip görüşmelere yeniden başlama niyetinde olduklarını bildirdiler.  Tabii ki kararı iki taraf verecektir, ancak Türkiye bu görüşmelere ev sahipliği yapmaktan memnuniyet duyacaktır.  Yarın Sayın Salehi ile bu konuyu görüşeceğim.  Bu görüşmelerden yaratıcı çözümler çıkacağını umut ediyoruz.  Böylece önemli bir uluslararası anlaşmazlık çözümlenmiş olur.  Teşekkür ederim.

SORU:  Genel Sekreter’e Afganistan konusunda bir soru sormak istiyorum çünkü bugünkü toplantınızda bu konuyu görüştüğünüzü biliyorum. Gelecekteki asker sayısı, ve Afganistan’daki varlığınızın sürdürülebilmesi için gereken mali kaynaklar gibi konularda bir hedef belirlediniz mi?

ANDERS FOGH RASMUSSEN: Sanıyorum şu anda Afgan güvenlik güçlerinin sayısı ve geleceği konusunda kesin bir değerlendirme yapmak için henüz erken.  Bu tamamen 2014 yılının sonunda oradaki güvenlik durumuna bağlıdır.

Tabii, gerek mali açıdan gerek güvenlik açısından Afgan güvenlik güçlerinin sayısı ve kapsamının uzun vadede sürdürülebilir nitelikte olmasını sağlamalıyız .  Şu anda bunun değerlendirmesini yapmaktayız. Dolayısıyla bu aşamada kesin bir rakam vermek için henüz erken.

SORU:  Türkiye, IHLAS Haber Ajansından Sertaç Aktan. Sayın genel Sekreter’e bir soru sormak istiyorum. ABD başkanlık seçimi için ABD Cumhuriyetçi  Başkan Adayı Rick Perry, belli ki karşı olduğu Türkiye’nin NATO üyeliği konusunda olumsuz sözler söyledi.  Türkiye’nin üyeliğinden şüphe duyduğunu, ve Türkiye’nin bir NATO üyesine yakışır şekilde davranmadığını söyledi.  NATO Genel Sekreteri olarak siz bu sözleri nasıl değerlendiriyorsunuz?  Türkiye’nin NATO üyeliğinin altmışıncı yılındayız ve burada bu nedenle bulunuyoruz.  Rick Perry’nin sözlerine nasıl cevap vereceksiniz? Bu şahıs büyük sorumluluğu olan ve bir gün ABD Başkanı olabilecek birisi.

ANDERS FOGH RASMUSSEN:  Bu açıklamalara şiddetle karşı çıkıyorum.  Kısaca söylemek gerekirse, Türkiye Dışişleri Bakanlığı Perry’nin açıklamalarının tamamen mesnetsiz ve uygunsuz olduğunu bildirdi; Türk Dışişlerinin konuyla ilgili açıklamasına bütünüyle katılıyorum. 

SORU:  El Arabiya Haber Kanalından Noor (soyadı tam duyulamadı). Genel Sekreter’e birkaç sorum olacak: Körfez bölgesindeki enerji hatları İran tarafından tehdit ediliyor.  Bu tehdit gerçekleşirse NATO’nun tepkisi ne olur? Bir sorum da Sayın  Davutoğlu’na: Suriye’deki Arap gözlemciler ağır şekilde eleştiriliyorlar.  Hatta başarısız oldukları dahi söylenebilir zira suç oranı her gün artıyor. Sizce Suriye’deki durum nasıl ilerliyor?  Bu ülkede bir iç savaş çıkmasından endişe ediyor musunuz?

ANDERS FOGH  RASMUSSEN:  Enerji trafiğinin  Hürmüz Boğazı üzerinden yapılmaya devam etmesinin önemi gayet açıktır. İran makamlarının sorumlu uluslararası aktörler olarak ve uluslararası hukuka uygun şekilde hareket etmekle yükümlü olduklarını vurgulamak isterim.  Ama bu konuda NATO’nun bir müdahale planı olmadığını da vurgulamak isterim.

AHMET DAVUTOĞLU:  Bildiğiniz gibi Türkiye Arap girişimini  desteklemektedir.  Arap gözlemciler Suriye’ye gitmeden önce Arap Birliği ile birkaç toplantıya katıldım.  Her şeyden önce şunu söylemeliyim, Arap Birliği girişimi sadece oradaki Arap Birliği gözlemcilerinden oluşmamaktadır.  Arap Birliği gözlemcilerinin orada bulunma nedeni  Suriye yönetiminin ordunun şehirlerden çekilmesi ve siyasi tutukluların serbest bırakılması dahil, taahhütlerini yerine getirip getirmediğini gözlemlemektir.  Ancak maalesef Arap gözlemcilerin yaşadıkları deneyimlerden sonra  pek fazla olumlu gelişmeye şahit olmadık. Bunu kabul etmeliyiz. Ancak Arap Birliği gözlemcilerinin raporlarını sunmalarını bekleyeceğiz.  Arap Birliği toplantılarından beri onlarla sürekli danışmalarda bulunmaktayız. Ve Arap girişimi başarılı olmadığı takdirde bir sonraki adımların neler olacağını ve diğer adımları değerlendireceğiz.  Ancak Arap Birliği ne karar verirse versin, Türkiye Arap Birliğini desteklemeye devam edecektir.  Endişeleniyor muyuz? Evet endişeleniyoruz çünkü ölümler devam ediyor ve durumda fazla bir değişiklik görülmüyor.  Bu krizin daha da tırmanmaması için çaba göstermek hepimizin görevidir.  Teşekkür ederim.